Gözlüklü Kazanova Michael Caine




«Veznedardan parayı alıp cebime koyar koymaz, dışarı fırladım. Kaybedecek zamanım yoktu. Arkadaşlarla bile vedalaşamamıştım. Bir elim paranın bulunduğu cepte, kuşkulu gözlerle etrafıma bakınarak hızlı hızlı yürüyordum. İçimde tuhaf bir duygu vardı. Gideceğim yere vaktinde yenemeyecekmişim, ya da istediğim şeyi alamayacakmışım gibime geliyordu.. Evet, mutlaka bir aksilikle karşılaşıp son dakikada büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaktım. Adımlarımı sıklaştırdım. Dükkanın kapısı karşıdan göründüğü vakit içimi başka bir korku kaplamıştı: ‘Ya dükkan kapalıysa?’ diyordum. ‘Ya o çerçeve satılmışsa. Ya cebimdeki para başkasını almama yetmezse…’ Neyse uzatmayalım, bin bir endişe ve heyecan içinde dükkana girdim. Bir kaç gün önce vitrinde görüp beğendiğim çerçeveyi çıkarttırdım ve gözümdeki madeni çerçeveli gözlüğü bırakıp dükkandakini taktım. Doğrusu, yüzüme pek yakışmıştı. Fiyatı da pek pahalı değildi. O günkü imkanlarımla bu gözlüğü alabilirdim.. Gözümde yeni gözlükle dükkandan dışarı çıktığım zaman, kendimi dünyanın en şöhretli aktöründen daha mutlu hissediyordum.»





Sinemanın gözlüklü jönü Michael Caine, sözlerinin burasında durdu, alnında biriken terleri beyaz keten mendiliyle sildi. Gözündeki gözlüğü çıkardı, onu hayretle seyreden gazeteciye uzattı: «İşte» dedi, «Şu gördüğünüz gözlük, benim hayatımda en önemli rolü oynayan unsurdur. Küçükken okumaya çok meraklıydım. Haftada on dört kitap okurdum. Fakat babam fazla elektrik parası ödemekten bıkmış olacak ki geceleri kitap okumamı yasak etmişti. Ben de geceleri karanlıkta kitap okumaya çalışarak, gözlerimin iyice bozulmasına zemin hazırladım. Daha sonra gözlerim bozuk diye beni askere almadılar.. Film çevirmek için stüdyolara müracaat ettiğim zaman da rejisörlerin beni alaylı süzdüklerini görerek çılgına döndüm. Gözlüklü bir erkeğe rol vermek istemediklerini anlamıştım. Nihayet «Zulu» filminde gözlüklü bir adama ihtiyaç hissedilince benim de şansım açılmış oldu.»





Bugün dünya sinemasının gözlüğü ile şöhrete ulaşmış tek jönü olarak isim yapan Michael Caine’e, bazı filmlerinde değişiklik olsun diye gözlük taktırtmadıkları oluyor.

İlk bakışta insana çirkin ve sevimsiz bir erkek olarak görünen Michael Caine’e kadınlar bayılıyorlar… Aktör onunla gezmek isteyen güzel yıldız adaylarının çokluğu karşısında ne yapacağını bilemiyor. Son zamanlarda ise vaktini yalnız İsveçli genç yıldız Camilla Sparv’a hasrediyor ve evleneceklerine dair çıkarılan söylentileri de yalanlamıyor.





Michael Caine’e, kadınlar hakkındaki fikirleri sorulduğu zaman: «Ben kadının her türlüsünden çok hoşlanırım. İster sarışın olsun, ister esmer, ya da kızıl saçlı» diyor. «Kadınlara yalan söylemem. Ama doğruyu da söylemem. Bir sevgiliden ayrılmayı kararlaştırınca, onunla hiç konuşmamayı tercih ederim. Karşımdaki de durumu anlar, kendine yeni bir sevgili aramaya koyulur. Şöhretim arttıkça, hayranlarımın, özellikle kadın hayranlarımın da sayısı tabii artıyor. Bu durumda ben de kendime en uygun olanını seçmekte güçlük çekiyorum. Camilla’ya gerçekten tutkunum. Eğer bir aksilik olmazsa, onunla evleneceğim. Fakat ileride ne gibi durumlarla karşılaşacağımızı bilemediğim için, pek de kesin konuşmak istemiyorum.»

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 38. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir