Yıllar Neriman Köksal’ı Yıpratamıyor




Bir İstanbul akşamı. Hafiften yağmur çiseliyor. Abide-i Hürriyet Caddesinde Abide apartmanının önünde bekliyoruz. Aldığımız bir habere göre, buraya az sonra ses sanatkârı Orhan Şener ile birlikte birçok şöhretin organizatörlüğünü yapan Fethi Pehlivan gelecek

Aradan beş, on dakika geçti geçmedi önümüzde kırmızı, son model bir Chevrolet durdu. Beklediğimiz iki kişi içinden çıktı ve Abide apartmanından içeri girdi. Peşlerinde olduğumuzdan haberleri yok…

Abide apartmanının beşinci katında 15 numaralı dairenin kapısında sarı madenden bir isim plâkası vardır… Bu plakanın üstünde büyük harflerle «NERİMAN KÖKSAL» yazılıdır.





Zevk sahibidir Neriman doğrusu… Nice şöhretli artistin kapısında değil böyle bir işaret bulmak, isimlerini elli kuruşluk zilin üzerinde bile göremezsiniz.

Zili çaldık. Kapıyı Neriman açtı. «Hoş geldiniz» diyecekti ama sözler boğazında düğümlendi, kelimenin yarısı ağzından zor çıkabildi. Şaşırdı, kaldı. Sonra da «Ah siz gazeteciler yok mu?» diye söylenmeye başladı. Arkasından da kahkahalar… Orhan Şener ile Fethi Pehlivan’ın da en az Neriman kadar şaşırdıklarını söylemeye lüzum yok tabiî…

Salonda, kısa süren bir sessizlik oldu. Sonunda Neriman Köksal:





– «Çocuklar söyleyin Allah aşkına» diyerek bu sessizliği bozdu. «Bu akşam burada toplanacağımızı sadece üçümüz biliyorduk. Haaa… Bir de Sadri Alışık ile Çolpan İlhan… Söyleyin Allah aşkına kim haber verdi size?…»

– «Sır» dedik.

Üç, dört ay var ki, Neriman Köksal’ı görmüyorduk. Hani sokakta görsek tanıyamazdık doğrusu. İncelmiş, güzelleşmiş. Manken gibi olmuş. Zayıflık, zarafet getirmiş bunca yıllık Neriman’a…





Avrupai bir tip olmuş. İnce ve zarif Boyu 1.74 olan Neriman’ın kilosu bir ara 85’e kadar çıkmıştı. Şimdi kilosu ile boyu bir olmuş. «Ah» diyor, «biraz daha kilo atıp, 70’e inebilsem… İçkiyi azalttım. Ekmeği kestim. Devamlı saunaya gidiyorum.»

Neriman’ın ilk filmi «Çete» yi 1949’da çevirmişti… Demek aradan tam 18 yıl geçmiş. Fakat bu zaman zinciri Neriman’ı bir türlü unutturamamış, ismini film jeneriklerinden silememiş. Neriman hala taze, hala şöhretli… Ve yerli sinemanın birçok genç kadınından daha cazip, daha güçlü. Yıllar Neriman’ı eskitememiş… Neriman, bir kadının en büyük düşmanı olan zamanı yenmiş…





Biz bunları düşünürken, Orhan Şener ile Fethi Pehlivan, bir kenara çekilmişler, fısıl fısıl konuşuyorlar. Ara sıra da gürültülü kahkahalar atıyorlar. Neriman Koksal ise bir taraftan viskisini yudumluyor, bir taraftan da anlatıyor:

– «Akıllarına nereden geldi bilmiyorum, organizatörler başıma musallat oldular. İlle de seni sahneye çıkaracağız diyorlar. Zaten Orhan Şener ile Nesrin Sipahi, geçen Kurban Bayramında bu işe kalkışmışlardı. Ama henüz kararımı vermemiştim. Ellerinden kurtulana kadar ne çektiğimi ben bilirim. Öyle ahım, şahım bir sesim yok. Kendime yakışan şarkılar okuyacağım. Hacı Arif Bey’den, Şevki Bey’den, Dede Efendi’den değil de.. Filmlerde okuduğum ‘Şeker Alalım’, ‘Ali Baba’ gibi kıvrak havalardan falan…»





Bu sırada Orhan Şener ile Fethi Pehlivan kendi aralarında konuşmayı bırakmışlardı. Söze Orhan Şener karıştı:

– «Neden kendini küçük görüyorsun. Ben senin çok muvaffak olacağına, bugün benim diyen birçok şöhretli şarkıcıyı cebinden çıkaracağına inanıyorum. Hem sonra ben senin plaklarını dinledim. Çok güzel okumuşsun. Belki usulün zayıf ama, sesinde tatlılık, başkalık var. Göreceksin seni bir ayda bomba gibi hanende yapacağım.»

Neriman anlatmaya devam ediyor:



– «Üç tane yepyeni tuvalet yaptırdım. Görünce herkes şaşıracak. Eğer sahnede istediğim neticeyi elde edersem daha pahalı, daha orijinal tuvaletler yaptıracağım.»

Fethi Pehlivan nedense burada söze karışmak lüzumunu hissetti:

– «Muvaffak olamamak ne demek Neriman Hanım… Böyle bir şeye inansam, kalkıp da buraya gelir miydim?… Sizin müşteri üzerinde yapacağınız etkinin büyük olacağına eminim.»



Böylece Ajda Pekkan ve Selma Güneri’den sonra Yeşilçam’ın kadınlarından Neriman Köksal da bono yerine peşin paranın hüküm sürdüğü sahneye geçiyordu. Upuzun boyu, etkili bakışları, tatlı sesi, sahne sempatisi hareketi olan bir kadındı Neriman… Bu kozlarına bakılırsa, sahnelerin ve sahne seyircilerinin Neriman’dan çekeceği vardı!…

Bizim işimiz bitmiş, şimdi Neriman ile Fethi Pehlivan’ın para işine sıra gelmişti. Binlikler üzerinde pazarlık başlıyordu… Zaten işin en önemli tarafı da buydu…

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 38. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir