Burt Lancaster ve Ann-Margret Eşlerinden Ayrılıyor




Spot lambasının ışığı altında genç kadının gözleri kamaşıyordu. Çılgınca alkışlar arasında halkı selamlarken olduğundan çok daha güzel, çok daha şık ve çok daha mutlu görünüyordu. Bu alkış tufanı dakikalarca devam etti. Nihayet perde kapandığı zaman genç kadın, vücudunu sımsıkı saran gümüş lame elbisesi içinde zorlukla hareket ederek soyunma odasına doğru ilerledi. Kapının Önü hayranlarıyla doluydu. İçeriye menajerinin yardımıyla girebildi.

İsveçli yıldız Ann-Margret, Las Vegas’ta verdiği konserin bu derece başarılı olacağını önceden tahmin edemediği için hem şaşkın, hem de çok sevinçliydi. Bu kargaşalık arasında, hayranlarının sorularını cevaplandırmaya çalışırken, odanın bir köşesine çekilmiş olan genç bir erkeğin, elindeki şampanya kadehini yavaşça masanın üzerine bıraktığını ve çatık kaşlarla manzarayı seyre daldığını fark etmedi bile…





Genç kadın, kocası Roger Smith’in odada beklediğini ve şerefe şampanya kadehi kaldırmaya hazırlandığını neden sonra fark etti. Telaş içinde koşarak kocasının yanma geldiği zaman ise iş işten geçmiş, Roger Smith, bir saat önceki neşeli havasını kaybedip asık suratlı, buluttan nem kapmaya hazır, lanet bir koca olmuştu. Ann-Margret arkadaşlarıyla beraber gecenin başarısını kutlamaya gideceklerini söylediği zaman da Roger Smith bir bahane bulup oteldeki dairelerine çekildi.

Aksilikler hep birbirinin arkasından gelmiş Roger Smith, bir Hollywood film şirketine yaptığı teklifin reddedildiğini de o gün öğrenmişti. Bu durumda karısının sevincini nasıl paylaşabilirdi.





Geçen mayıs ayında evlenen Ann-Margret - Roger Smith çiftinin daha altı ay evli kalmadan ihtilafa düşmeleri, iki şöhretin yakınlarını ziyadesiyle üzdü. O kadar ki, karı - koca arasındaki durum apaçık belli olduğu halde birçokları bu gerçeği kabul etmek bile istemediler... Ann-Margret ile Roger Smith’in mutluluğunun gölgelenmesinde genç kadının son zamanlarda sinemada çok aranan bir yıldız haline gelmesinin büyük rolü vardı. Bir zamanlar Roger Smith, Hollywood'un parlak istikbal vaat eden genç rejisörlerinden biriydi. Aynı zamanda film müziği de besteleyerek bir hayli para kazanıyordu. Ama Ann-Margret ile evlendikten sonra talihi de kendisine birden sırt çevirmiş, Hollywood kodamanları artık ona yüz vermez olmuşlardı. Genç adam, önceleri eşinin kendisinden daha başarılı olmasına hiç önem vermedi. Fakat gün geçtikçe, Ann-Margret'in işleri çoğalmaya başlayıp da Roger Smith, karısının gölgesinde yaşamaya başlayınca iş değişti. İşte bu sebeple de genç karı - koca, birbirlerini çok sevmelerine ve evlenebilmek için çetin mücadeleler geçirmiş olmalarına rağmen saadetlerini kara kara bulutlar gölgelemeye başladı. Şimdi Hollywood'da herkes aynı şeyi söylüyor: «Bu evlilik uzun sürmez. Yıkılmaya mahkum!...»





HOLLYWOOD'DA BOMBA TESİRİ YAPAN AYRILMA HABERİ

Bugünlerde evliliklerinin geleceği tehlikeye düşen bir başka çift de, bundan 20 yıl önce evlenen Burt Lancaster - Norma Anderson çiftidir. Burt Lancaster ve Norma Anderson'a kısa bir süre öncesine kadar da Hollywood'un en mutlu çifti gözüyle bakılıyordu. Daha doğrusu. Burt Lancaster, kendini öyle tanıtmıştı.

Lancaster'lerin evliliğinin tehlikeye girmesinde şöhret, para kazanma derdi gibi maddi meselelerin rol oynadığı söylenemez... Burt Lancaster, Norma Anderson ile 1945'te İtalya'da işsiz güçsüz dolaşırken tanışmış, bir yıl sonra da bir Hollywood prodüktörünün ona rol teklif etmesi üzerine genç sevgilisini HolIywood'a gelin getirmişti... Norma zengin bir kadın değildi. Sinemada şöhrete ulaşmayı asla düşünmemişti. Onun tek düşüncesi, kocasına iyi bakmak, çocuklarını mükemmel birer insan olarak yetiştirmekti. Nitekim, ilk çocukları William 1947'de, ikinci çocukları Susan 1949'da, üçüncü çocukları Jocenne 1951'de ve dördüncü çocukları Sheila da 1954'te doğunca, gerek Norma ve gerekse Burt, dört çocuğu da en iyi ve aynı şartlar içinde yetiştirebilmek için ellerinden geleni yapmışlardı. Fakat bu arada Norma, kocasına karşı aşırı derecede mütehakkim davranmaya, olur olmaz her işine karışmaya başlamıştı.





Bir vakitler cambazhanelerde hayatını kazanan atlet yapılı Burt Lancaster, karısının bu tutumunu önceleri hoş görmüş, hatta Norma'nın onun her şeyiyle böyle yakından ilgilenmesine biraz da sevinmişti. Ama günler geçtikçe, karısının tahakküm çemberi daralmaya başlayınca, aktörün de canına 'tak' dedi. Önceleri çocuklarının uğruna evliliğini devam ettirmeyi ve özel hayatındaki düzensizliği herkesten saklamayı düşündü, ama zaman ilerledikçe bu fikrinden caydı. Ömrünün sonuna kadar boyunduruk altında yaşamaya hiç niyeti yoktu. Eşi Norma'ya karşı beslediği aşk da yavaş yavaş küllendikten sonra, bu sıkıntılı hayata bir son verme zamanının geldiğini anladı.

Ünlü aktör, geçenlerde Hollywood'un ünlü dedikodu yazarlarından Sheilah Graham ile konuşurken yirmi yıllık evlilik hayatını sona erdirmeyi kararlaştırdığını açıkladı. Yıllarca Burt Lancaster'i mutlu bir aile reisi olarak tanıyanlar için bu haber tam bir sürpriz olmuştu.





BEKLENEN AYRILIK HABERİ

Burt Lancaster, eşinden şikayet ederken, ünlü aktör ve şarkıcı Dean Martin'in eşi Jeanne de kocasının çapkınlığından yaka silktiğini dostlarına açıklamaya başlamıştı. Hollywood'un elli yaşını çoktan geçmiş olan şöhreti, kızı yerindeki eşini o kadar çok üzüyor ki, genç kadın nihayet bu hayata daha fazla dayanamayacağını anlayıp Dean Martin'den ayrılmak için geçenlerde birdenbire harekete geçti. Jeanne Martin, «Kocamın gözleri her dakika fıldır fıldır dolanıp güzel kadın arıyor. Onun durumundaki bir erkeğin ağır başlı bir aile reisi olması belki beklenemez, ama Dean'in havailiğine dayanmak da mümkün değil. Hele beraberken genç kızları aşağıdan yukarı, yukarıdan aşağı süzmesi de insanı deliye çeviriyor. Üvey çocuklarım bile bana hak veriyorlar.





Eşi Jeanne Martin böyle konuşurken, kocası da kendini şu sözlerle savunuyor: «Hayranlarım beni rahat bırakmıyorlar. Genç kızlara ben bakmasam bile onlar peşimden geliyorlar» diyor. Karısını çok sevdiğini, ondan ayrılmayı da asla düşünmediğini belirten aktör, «Ben her şeyden önce mesleğime önem vermek zorundayım» diye de kendini mazur göstermeye çalışıyor. Bugün Dean Martin'i en fazla korkutan şey, günün birinde sahneden ve perdeden ayrılıp evinde bir köşeye çekilmek zorunda kalması. «Öleceksem, sahnede, hayranlarımın alkışlarını dinleyerek ölmeliyim» diyor. «Ben insanları eğlendirmek için dünyaya gelmişim. Bunu yapamadığım gün de yaşamanın manası kalmaz. Karımdan beni hoş görmesini beklerim.»



Jeanne ise dostlarının ve akrabalarının tavsiyelerini dinlemek dahi istemiyor. Genç kadının kararı kati... Dean Martin'le evli kalıp onsuz cehennem hayatı sürmektense, ayrılıp 'tek başına daha mutlu bir hayat kurmayı tercih ediyor. Genç kadının ifadesine göre, Dean Martin'in haftalarca evine uğramadığı, hatta bir telefonla bile ev halkının hatırını sormadığı oluyormuş. Genç kadın, kocasının gece kulüplerinde başka kadınlarla çekilmiş resimlerini gazetelerde veya dergilerde gördükçe haklı olarak öfkelendiğini de belirtmektedir.



Jeanne Martin: «Evlendiğimiz zaman da kocamın çapkın bir erkek olduğunu, güzel kadın görünce onun peşinden gitmek arzusunu duyduğunu biliyordum. Fakat kendime de güveniyordum» diyor.

İşte, Hollywood'un üç şöhretli ailesinin bugünlerde temellerinden sarsılmış durumları. Biri kocanın çapkınlığından, diğeri kadının aşırı tahakkümünden, üçüncüsü de kadının şöhreti yüzünden sarsıntı geçiriyor. Fakat üçünün de aynı sonuca varacağı anlaşılıyor...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 47. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir