Zeynep Aksu’nun Balon Aşkı
Antalya'nın çakıllarına oturmuşuz. İki adım ötemizde Akdeniz lacivert bir çarşaf gibi uzanıp gidiyor. Gök Antalya göğü, güneş Antalya güneşi. Arada bir hafif hafif, adeta okşarcasına esen rüzgar bile Antalyalı! Sadece biz Antalyalı değiliz.
Gurbette karşılaşan iki kişi ne yapar? Biz de önce İstanbul'dan, özellikle Kadıköy'den bahsediyoruz. Zeynep Aksu konuşuyor, konuşuyor ve birden gözleri dalıyor. Her halde iki kısacık yılın içine sığan bir sürü «büyük olay» ı hatırlıyor olmalı. Çok değil daha iki yıl öncesine kadar genç, güzel bir kolej talebesiydi. İki yılda köprülerin altından çok sular aktı. Pazar dergisinin «Sinema Güzeli» seçilişi, gazetelerde, dergilerde çıkan boy boy resimler, sütun sütun röportajlar. Yerli sinemanın yıldız isimleriyle başrollerin paylaşıldığı sıra sıra filmler...
- «Şöyle bir düşününce her şey bana bir rüya gibi geliyor,» diyor. «Çok değil, geçen yıl Antalya Festivali'ne geldiğim zaman kimseyi tanımıyordum. Burada herkes eğlenirken ben tek başıma oturuyordum. O zaman meraklı bakışlara da alışmamıştım üstelik. Ellerim büyüyor, onları koyacak yer bulamıyordum. Şimdi öyle mi ya? Bir yıllık bir sinema geçmişim var. Herkesi değilse bile, çok kişiyi tanıyorum. Bir filmi henüz bitirdim, yakında da yenisine başlayacağım...»
Zeynep Aksu, festivale iki günlük bir gecikmeyle gelmişti. Ülkü Erakalın yönetiminde çekilen filmde 1967 SES Sinema Artisti Yarışması birincisi Sezer Güvenirgil'le 1968 SES Sinema Artisti Yarışması erkekler arasında birinciliği kazanan Uğur Güçlü ile oynamıştı. Zeynep Aksu şu satırları okuduğunuz anda Afyon'un Çatallı köyünde olacak. Piyesi büyük akisler uyandıran «Çatallı Köy» ü, rejisör Ülkü Erakalın filme almaya karar verince, hemen son filminde başrolleri paylaşan 3 artiste teklif yapmış. Sezer'in daha önceden yapılmış bir mukavelesi olduğu için o kabul edememiş ama Uğur'la Zeynep hemen. «Evet» demişler. Zeyneb'in en önemli özelliğinden biri de açık kalpliliği. «Şimdiye kadar ben aynı rejisörle iki defa çalışmamıştım. Kendi kendime, 'Benimle bir defa çalışan öylesine bıkıyor ki, bir daha çalışmaya yanaşmıyor,» diye üzülürdüm. Ülkü Erakalın'ın teklifine bu bakımdan çok sevindim,» diyor. Bizim sorularımızın terletemediği Fenerbahçeli Zeyneb'i Antalya'nın güneşi iyice terletiyor. E, burası Antalya Film Festivali. Ne ararsanız bulunur, derde devadan gayri Akdeniz hemen yanıbaşımızda. Zeynep ayağa kalkıyor, son moda iri camlı gözlüklerini çakılların üzerine, kendini de denizin koynuna bırakıyor.
Söz Zeynep'ten açılmışken, biraz da Antalya gecelerinden bahsedelim... Festivalin ilk günlerinde herkes, Zeynep Aksu - Memduh Ün yakınlığından bahsetti. Onların bir arada bulunmalarını, beraber denize girmelerini, yemek yemelerini, hemen bir aşka bağladılar. Şu anda, «Memduh Ün yıllarca arkadaşlık yaptığı Fatma Girik'i unuttu,» demek biraz erken olur. Bekleyelim bakalım... İstanbul'da ayine-i devran neler gösterecek...
Festivalin kapanışını beklemeden Antalya'dan ayrılan Zeynep Aksu için, herkes aynı fikirde. «Geçen yılın ürkek Zeyneb'inden eser yok,» diyorlar. Bu gerçekten çok doğru. Geçen' festivalden beri köprülerin altından çok sular akmış. Geçen yılın ürkek kızı, yerini rahat ve serbest bir kıza bırakmış. Hem de Konyaaltı Plaj evlerinde, annesiyle birlikte kalan biri için, biraz fazlaca serbest bir genç kıza...
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 26. SAYISI