Gül Gülgün’ün 16.Yılı
Rumeli Hisar Tiyatrosu bu yaz sezonu, en hareketli gecelerini yaşadı. Tarihi surların içi restore edileli beri böylesine kalabalık olmamış, içindeki tarihi tiyatro bu kadar dolmamıştı. Müsahipzade Celal’in «Bir Kavuk Devrildi» piyesi çengileri, rakkaseleri, bizden tipleri ile daha önceki yıllarda oynanan «Corialanus»leri, «Hamlet»leri tuşa getirmişti.
«Bir Kavuk Devrildi» komedisinin en çok alkışlanan artistlerinden biri de piyeste Çengi Şehnaz rolünü oynayan Gül Gülgün oldu.. Çengilerle beraber piyesteki sadrazamın bu sarışın gözdesi bir ara işi o kadar ileri götürüyor ve öylesine coşuyordu ki, üçüncü perdede sadrazamla göbek atarken çılgınca alkışlanıyordu. Bunu kendisine söylediğimiz zaman:
– «Rolümden çok memnunum ve oyunu severek oynuyorum.» dedi.
– «Kaç seneden beri sahnedesiniz, Gül Hanım?»
– «Tam 16 yıl oldu. Günler ne de çabuk geçiyor. 16 yıl önce gazetelerde Şehir Tiyatrosundan aktris arandığını duymuş, annemle birlikte Tepebaşı Tiyatrosuna gitmiştik. Yüzlerce müracaat eden vardı. İçeri girince bayağı korktum, annem teskin etti ve sırtımı sıvazladı. İmtihana ilk ben girmiştim. İmtihan sonunda yüzlerce kişi arasından üç kişi aldılar. Bu üç kişiden biri de bendim.
– «İlk rolünüzü hatırlayabilir misiniz?…»
– «Aradan ne kadar geçse unutulabilir mi hiç?… ilk defa Tennessee Willimas’ın ‘İhtiras Tramvayı’ piyesinde figüran olarak sahneye çıkmıştım. Bedia Muvahhit ve rahmetli Talat Artemel başrollerde idiler. Ben sahneden şöyle bir geçiyor, hiç konuşmuyordum. Ama ilk önemli rolüm Refia Rez, Hadi Hün ve Sami Ayanoğlu ile birlikte oynadığım ‘Süveyş Ötelerinde’ piyesinde idi.
– «Daha önce bir amatör devreniz vardı, galiba?…»
– «Evet… Kadıköy ve Kızıltoprak Halkevlerinde çok küçük yaşımda uzun yıllar amatör olarak oynadım. Berkan İnal’in ‘Günahkarlar’ piyesinde ve ‘Uludağ’ operetinde.
– «En sevdiğiniz rolünüz hangisidir?…»
– «Daima en son oynadığım rol… Demek ki ‘Çengi Şehnaz’… Sonra ‘On İkinci Gece’, ‘Ayşe’nin Marifetleri’ ve ‘Kadınlar’ piyeslerinde oynadığım rollerimi severim. Şurasını da söyleyeyim, meslek hayatımda rahmetli Raşid Rıza ve değerli aktör-rejisör Vasfi Rıza’nın çok yardım ve teşvikini gördüm.»
– «Başınızdan geçen enteresan bir olay?…»
– «’Fettan Kız’ piyesini oynuyorduk. Rahmetli Behzad Butak arada rahatlamak için perukasını çıkarmış, kuliste oturuyor ve dalmış… O arada sırası gelmez mi? Hemen perukasını takıp sahneye girdi, ama aceleden ters takmış… Kulakları öne gelmiş, eliyle kulaklarını aralayıp konuşmaya başlayınca, gülmekten hiçbirimizde oynayacak hal kalmadı. Bu hatıramı hiç unutamam.
1961 yılında Konservatuvar Müdür Muavini Oktay Milor’la evlenen Gül Gülgün, bugün Şehir Tiyatrosunun en başta gelen isimlerinden biri… Rumelihisarı’nda da en büyük zevki, oyun başlamadan önce sahilde balık tutmak.
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 36. SAYISI