Hülya Darcan’ın Yeni Saçları 



Geçen yılki «SES Sinema Artisti Yarışması» na giren yüzlerce genç kızın içinde gözlerinin içi gülen biri, bütün elemeleri başarıyle atlatıp üçüncülüğü kazanmıştı. Kendisine üçüncü olduğu söylendiği zaman kızarmış ve başını önüne eğerek belli belirsiz bir sesle, «Teşekkür ederim,» diyebilmişti.

Hülya Darcan o günlerde annesi, babası ve üç kardeşiyle Gedikpaşa'da oturuyordu. Beş kişilik ailenin mütevazı denilebilecek bir hayatı vardı. Fakat genç kızın «SES Sinema Artisti Yarışmasında üçüncülüğü kazanması er veya geç bu mütevazı hayatı değiştirecekti.





Hülya Darcan ilk filmi olan «Silahları Ellerinde Öldüler» in ilk ve tek kadını oldu. Sonra filmler filmleri kovaladı... Her filmle birlikte afişlerde adı büyüyor, film başına aldığı ücret artıyordu. Nihayet Yeşilçam'ın değişmeyen kuralı Hülya Darcan üzerinde de tesirini gösterdi ve, «Bundan sonra yalnız başrolde oynarım,» diyen utangaç genç kız, evini Gedikpaşa'dan Harbiye'ye taşıdı. Aylar sonra Harbiye'deki evinde karşılaştığımız Hülya Darcan ilk bakışı tanınmayacak kadar değişmiş, bambaşka bir genç kız olmuştu.





Bir yıl kadar önce kendisine bütün hayatını kökten değiştirecek müjde verildiği zaman kızaran yüzünü önüne eğip teşekkür eden genç kız gitmiş, yerine konuşkan, kendinden emin, rahat, serbest başka bir genç kız gelmişti. Harbiye'de yeni taşındığı eve yeni mobilyalar almış. Karşılıklı oturduğumuz zaman bundan önceki röportajlarından çok farklı bir şekilde konuştuk. İlk röportajlarımızda hep biz sorardık. Bu defa öyle olmadı. Bizim soru sormamıza lüzum kalmadan öğrenmek istediklerimizi yıldırım gibi sıralamaya başladı.





- «Biliyorsunuz, bu sezon beş filmde başrolde oynadım. Bu filmler için Gedikpaşa'dan kalkıp film setine gitmek çok zor oluyordu. Onun için evimi film şirketlerine daha yakın olan bir yere taşımayı düşündüm. Ne demişler 'Ev sahibinin bir evi var, kiracının bin evi'. Ailecek Harbiye'ye gelip bu eve taşındık. Şimdi Yeşilçam'a daha yakınım...»

Gerçekten Hülya'nın bugünkü durumu için 'Yeşilçam'a daha yakından daha uygun bir deyim bulunamaz.





Artist yeni, ev yeni, eşyalar yeni olunca konuşulan şeyler de alışagelmiş röportaj soru - cevaplarından apayrı şeyler olur tabii. Sohbete katılan annesiyle Hülya'nın çocukluğundan, üç kardeşinden ve babasından konuşuyoruz. Sonra konu yine ev değiştirmeye geliyor.

- «Harbiye'ye taşındığım için, daha doğrusu bundan sonra film setlerine daha rahat gidebileceğim için çok memnunum, ama duyulmasından da korkuyorum.» diyor.

- «Niye?» diye soruyoruz.

- «Seyirciler bunu burun büyüklüğü ile izah edecekler diye ödüm kopuyor,» cevabını veriyor.



Her çalışan insanın evinin işine yakın olmasını istediğini ve bu durumda 'burun büyüklüğü' diye bir şeyin bahis konusu olamayacağım söyleyince rahatlıyor ve bu rahatlık içinde bize yeni evini adım adım gezdiriyor... Bir salon salamanje ile üç yatak odasından ibaret evi gezerken bir ara annesine sevgi dolu gözlerle bakarak, «İleride anneciğimi daha güzel, daha büyük evlerde oturtacağım,» diyor.



Demek bir yılda tam beş filmde başrol oynamak, hele bu filmlerde rol arkadaşlığı yaptığı Fikret Hakan, Ekrem Bora, Kartal Tibet ve Yılmaz Güney gibi 'güçlü' oyuncuların karşısında ezilmemek, Hülya Darcan'a yeni ümitler vermiş. Bakalım beş başrolle Gedikpaşa'dan Harbiye'ye gelen Hülya Darcan, Harbiye - Nişantaşı arasını kaç filmde kapatacak...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 16. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir