Marlon Brando’nun İlginç Zevki
Geçenlerde yurdumuzu ziyaret eden Amerikalı aktör Marlon Brando, Tahiti’de bir fotoğrafçı tarafından çekilen resimleri yayınlanınca, gene günün konusu oldu. «A Streetcar Named Desire» (İhtiras Tramvayı) adlı filimle kendini sinema dünyasına kabul ettiren Marlon, bu fîlmde ve bundan sonra oynadığı rollerde gösterdiği büyük oyun gücüyle tanınmıştı. «Viva Zapata», «The Wild Ones» ve son olarak Sophia Loren ile oynadığı «Honk – Kong’lu Kontes», Brando’nun değişik tipleri rahatlıkla çizdiği kurdelelerden bazılarıdır. Her filmin çevrilişi sırasında, diğer artistlerin olduğu gibi, Marlon’un da değişik tiplere bürünmüş fotoğraflarını görmeye alışanlar, Tahiti’de çekilen resimleri de görünce, ilkin bir filim sahnesiyle karşı karşıya bulunduklarını sandılar…
Oysa, iyi aktörlüğü yanında acayip huylarıyla de tanınan Brando, mesela, son evliliğinin ilk gecesi sabaha kadar Bongo çaldığı, bir başka gün, lüks bir yüzme havuzuna atiyle girdiği hatırlardadır.
Marlon, bu defa da çıplak yüzmeye merak sarmıştı. Spotlardan yorulan gözlerini, çeşitli kalıplara girmekten yorulan vücudunu, ancak herkesten uzak, tek başına dinlendirebileceği kanaatindeydi. Bu yüzden uçağa atladığı gibi dünyanın cenneti sayılan Tahiti’ye uçtu. Marlon’un Tahiti’ye gittiği haberini gazeteciler duymakta gecikmemişlerdi. Ünlü aktörün meçhul bir sevgiliyle buluşacağı haberi de etrafa yayılınca, hemen fotoğrafçılar, aktörün peşine düştüler. İlk günler, Marlon’u uzaktan takip edenler, bir türlü beklenen sevgiliyi bulamadılar. Marlon, hakikaten dediği gibi tek başına plaja gidiyor, uzun uzun güneş banyosu yapıyor ve dalgalarda yorgun vücudunu dinlendiriyordu.
Dedikodulu bir durum görmemeleri üzerine, cesaretleri artan, «Beklediğimiz sevgiliyi bulamadık, bari buralara kadar gelmişken, dinlenme anında aktörden bir iki kelime alalım» diye düşünen gazeteciler, daha yakınlara sokulunca, hayretlerini gizleyemediler. Evet, Marlon Brando uçsuz bucaksız kumlar üzerinde tek başınaydı. Fakat, aynı zamanda da çırılçıplaktı. Marlon’un verilen büyük partilerde gece elbisesiyle havuza atladığı görülmüş, fakat böyle anadan doğma güneşlenme zevki bu güne kadar, gizli kalmıştı. Fotoğrafçıların hayretine rağmen, kırk üç yaşındaki aktör, onları el sallayarak karşıladı. Her zamanki huysuzluğunun aksine, istedikleri pozları verdi. İri adaleli, bir sporcu gibi kuvvetli görünüşlü vücudu objektife girerken Marlon:
– «En büyük zevkim, çıplak yüzmektir. Böylece suyun içinde hem daha kolay hareket ediyorum, hem de güneş banyosu yaparken, vücudumun en ufak santimetre karesinin güneşten istifadesini sağlamış oluyorum,» diyordu.
Değişik bir konu yakaladıkları için hayli keyiflenen gazeteciler, kırk üç yaşında olmasına rağmen sporu ihmal etmeyen ve bu yüzden güzel bir vücuda sahip olan Brando’ya takılmadan edemediler:
– «Bari buralara kadar geldin, böyle çıplak dolaşmaya da meraklısın, bir tarzan filmi çevirseydin!…»
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 27. SAYISI