David Niven Tövbe Etti



David Niven, film çalışmalarının başlayacağı gün sabahleyin erkenden stüdyoya gitti. Gerçi rejisör ona öğleye kadar stüdyoya gelmesine lüzum olmadığını söylemişti ama aktör, bir işe başlayacağı zaman daima erkenden harekete geçmeyi prensip edindiği için o sabah erkenden yola çıkmıştı. Tecrübeli aktör David Niven, yıllardan beri ilk defa kendisinden yaşça çok küçük bir genç kızla rol arkadaşlığı yapacaktı. Bu sebepten de biraz heyecanlıydı... Aktörün zamane genç kızlarının, hele sinemada şöhret yapmak isteyen sanatkar ruhlu gençlerin davranışları düşünceleri hakkında hiç bir fikri yoktu. Bugünün genç kızları, genç şöhretleri yıllar öncesinin gençlerine hiç benzemiyordu. Aralarında dağlar kadar fark vardı.





Aktör, stüdyoya geldiği zaman görünürlerde artist olarak kimsecikler yoktu. Yalnız kumral, uzun saçlı, şımarık tavırlı bir genç kız, sette bir oraya, bir buraya gidip duruyor, teknisyenlerle şakalaşıyordu. David Niven'i görür görmez, hemen onun yanına seğirtti ve hemen konuşmaya başladı :

- «Siz David Niven'siniz değil mi?

Bu filmde benim sevgilim olacaksınız... Ben kır saçlı erkeklerden hoşlanmam, ama ne yapalım şöhret uğruna buna da katlanacağız!...»

David Niven, rol arkadaşı Christine Ferrare'nin bu şekilde konuşmasına pek şaşmıştı, fakat bir şey demedi. Başını önüne eğdi. Christine Ferrare, bu büyük şöhretin canını sıktığını sanki hiç fark etmemiş gibi konuşmasına devam etti. Tabii Christine Ferrare, David Niven'le yaptığı bu kısa konuşma sırasında da durmadan pot üstüne pot kırdı...





- «Bakın öpüşme sahnelerinde sululuk istemem!... Zaten on yeci yaşında olduğum için annem de filmin çekimi sırasında beni yalnız bırakmayacak. Şayet canımı sıkacak bir harekette bulunursanız, annem sonra sizi şirketin idarecilerine şikayet eder.»

Eğer stüdyonun idarecileri yetişemeyip de David Niven'i genç rol arkadaşının yanından uzaklaştırmasalardı, belki de iş sırasında ciddiyetiyle tanınmış olan aktör bu filmden ne pahasına olursa olsun vaz geçip evin yolunu tutacaktı.





Film çalışmaları sinirli bir hava içinde başlamıştı. Yılların verdiği tecrübeyle David Niven, rol arkadaşlarına bazı sahnelerin oynanışı hakkında tavsiyelerde bulunuyor, Christine hariç hepsi de bu tavsiyeleri harfiyen yerine getirmeye çalışıyorlardı. Christine ise tam aksine, David Niven ne diyorsa, tersini yapmaya sanki özellikle dikkat ediyordu. Bu kadarla kalsa gene iyi... Film çalışmalarına ara verilince Christine hemen portatif pikabını açıp Ye Ye plaklarını çalmaya başlıyor, gençleri etrafına toplayıp onlara en yeni dansları öğretiyordu.



Nihayet akşam olup da çalışmalar sona erince aktör derin bir nefes aldı. Kimseyle vedalaşmadan, üstünü değiştirip evine gitti. Belki de hayatının en yorucu, en üzücü çalışma gününü geçirmiş, manen ve maddeten yorulmuş adeta çökmüştü. Bu filmin çekimi sona erinceye kadar da günleri böyle sıkıntılı ve yorucu geçecekti. Bir kere bu işe girmişti, yarım bırakamazdı. Fakat bir daha sefere çocuğu yaşındaki artistlerle film çevirmesi teklif edilirse, her halde karar verip vermemek konusunda uzun uzun düşünecekti. Bu tecrübe ona yetmiş, hatta artmıştı bile...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 16. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir