Geraldine Chaplin’in Altın Yılı




Gealdine Chaplin’in altın yılı önce, «Babasının ismi olmasa,, onun yüzüne kimse bakmazdı» dediler ve uzun bir süre de bu kanaatlerini değiştirmediler. Sinema dünyasının ünlü komedyeni Charlie Chaplin‘in kızı hangi film stüdyosuna gitse elbette kapılarda karşılanır, itibar ve ilgi görürdü. Chapiin soyadını taşıyan bir genç kızı filminde oynatmak istemeyecek bir rejisör çıkar mıydı? Tabii ki hayır. Sadece bir tek kelime «Chaplin» kelimesi dünyanın her köşesinde milyonlarca seyircinin o filmi görmek istemesi için yeterdi…

Sinemaseverlerin bir kısmının bu düşüncelerine filmciler arasından da katılanlar çok olmuştu. On çocuklu Chaplin ailesinin üçüncü çocuğu elan Geraldine Chaplin‘in on yedi yaşına kadar bir manastır okulunda okuduktan sonra birdenbire babasının mesleğini seçmek istemesi haklı olarak çeşitli söylentilere yol açmıştı. Bizzat Charlie Chaplin bile kızının sinemaya geçmesini iyi karşılamamış, hatta işi kızıyla ilgisini kesmeyi düşünecek dereceye vardırmıştı.





Geraldine Chaplin'in kısa ömürlü bir balerinlik denemesinden sonra sinemaya geçmesi de onun kabiliyetinden şüphelenenleri bu düşüncelerinde haklı çıkarmaya yetmişti. İşte karşılarında babasının ismine güvenerek kendine büyük kazanç sağlamak isteyen, onun şöhretinin gölgesine sığınıp palavrayla, gösterişle meşhur olmak isteyen haris bir genç kız vardı! Pek güzel değildi, ama sevimliydi. İnsanlarla konuşurken gözlerinin içi güler, kıvrak, zarif hareketleriyle dikkati çekerdi. Ama işte hepsi o kadardı... Geraldine ilk filmini çevirdikten sonra durum daha iyi anlaşılacak ve ünlü Charlie Chaplin'in kızı- şöhretin zirvesine ulaşmadan geldiği yoldan ters yüzü geri dönecekti. Geraldine, «Doktor Jivago» filminde oldukça önemli bir rolde oynayarak şansım deneyecekti. Filmi görenler, Geraldine'in kabiliyetsizliğinden söz etmeye başlayınca da her şey bitecekti tabii!...



Ama, bu tahminlerin hiç biri doğru çıkmadı. Geraldine, «Doktor Jivago» filminin en başarılı yıldızlarından biri olarak herkesin takdirini kazandı. Kızının sinemayı meslek olarak seçmesine üzülüp sinirlenen baba Chaplin bile Geraldine'ye bir tebrik telgrafı göndermeyi ihmal etmedi. O günden sonra da baba - kızın arası düzeldi. Birbirlerine eskisinden daha fazla bağlandılar...

Yalnız dedikoducular, kötü niyetli bazı kimseler için «Doktor Jivago» başarısı yeterli değildi. Onlar bir türlü başlangıçtaki düşüncelerinden vaz geçmiyorlardı.





«Canım, bir insan tesadüfen bir filmde başarılı olamaz mı? Rejisör istedikten sonra bir robota bile rahatça oyun oynatabilir... Hemen fikir değiştirmeyelim, biraz deha bekleyelim. Bazen de ilk filminde göklere çıkarılan yıldızlar sonradan şımarıp ne oldum delisi oluveriyorlar!...»

Böylece Geraldine Chaplin için yeni bir imtihan devresi daha başlamış oluyordu. Genç yıldız, aleyhinde söylenilenlere hiç kızmıyordu. Hatta hak bile veriyordu. Gerçekten de ileride neler olabileceğini önceden kestirmek güçtü. Çevireceği filmlerde başarı göstermezse «Dr. Jivago» filminin ona kazandırdığı şöhretin bir değeri kalmayacaktı... Geraldine'nin yıldızı da «Dr. Jivago» ile parlayıp gene onunla sönecekti.





Geraidine bu düşüncelerle kolları sıvayıp çalışmaya başladı. Bir taraftan da özel hayatını düzenlemeye çalışıyordu. Önceleri gazetecilerle iyi geçinmemiş; onların sorularını cevaplandırmamayı adet haline getirmişti. Fakat bu huyundan çabuk vaz geçti.

Bugün ise Geraidine Chaplin'in eski korkularından eser kalmadı. Geçenlerde İspanya'da «Peppermint Frappe» isimli bir film çevirmekte olan yıldız, bir filmde iki değişik rolü birden oynamak cesaretini gösterecek kadar da kendine güveniyor. Daha önce çevirdiği «Rasputin» ve «Evdeki Yabancı» filmleriyle Geraldine Chaplin, taşıdığı soyadına layık bir sanatçı olduğunu ispat ettiği için artık aleyhinde konuşanları da olmuyor. Her şeye rağmen Geraidine Chaplin: «Ben şöhretimi babamın adına borçluyum. Chaplin soyadını taşımasaydım, başlangıçta kimse benimle ilgilenmezdi» diyor. «Şimdi ise sinema dünyasında Chaplin soyadının taşıdığı kıymete layık bir sanatçı seviyesine yükselmek için çalışıyorum...»



Komedi ve dramda aynı derecede başarı gösterebildiği, verilen her rolü de rahatlıkla oynayabildiği için Geraldine'ye rol bulmak rejisörlere hiç de güç gelmiyor. Genç yıldız, tamamlamak üzere olduğu filmden sonra nereye gideceği, kiminle çalışacağı henüz meçhul. Yalnız genç yıldız bir tek şeyi çok istiyor. O da babasıyla film çevirmek. Baba Charlie Chaplin'in kızının bu isteğine ne cevap vereceği bilinmiyor, ama 1967 yılı içinde her an şöhreti biraz daha artan, meslek hayatının altın devresine giren kızının başarılarıyla iftihar ettiği ve onu kırmamak için de her fedakarlığı yapacağı muhakkak.





Geraldine, çevirmekte olduğu son filminde, yakışıklı bir hovardanın güzel ve esrarengiz eşini canlandırıyor. Kamera karşısında da olsa, lüks ve ihtişam içinde yüzmek, Geraldine'in pek hoşuna gitmiş. «Babam fakir bir İnsan değildi ama çocukluğumuzda bize gayet mütevazı bir hayat yaşattı. Lükse alışmamamız için her türlü çareye başvurdu,» diyor. «Fakat babamın bu hareketi gayet yerindeydi. Bizi disipline sokmasa, çalışmanın ne kadar önemli bir iş olduğunu defalarca anlatmasa belki de ben bugünkü durumuma erişemezdim.»



Geraldine Chaplin, film çalışmalarının dışında sık sık flört de değiştirmeyi ihmal etmiyor. Son olarak çevirdiği filmin rejisör yardımcısı Manuel Velasco ile pek sıkı-fıkı dost olması gözden kaçmadı. Ancak Geraldine: «Bir sinema sanatçısı her şeyden, herkesten önce mesleğini düşünmek zorundadır. Benim de özel hayatıma ayıracak vaktim yok. Hele evlilikle sinema artistliğinin bir arada yürüyebileceğini hiç sanmıyorum» diyor ve hemen arkasından da şunları ilave etmeyi ihmal etmiyor: «Şimdilik kendimi düşünmeye hiç vaktim yok.» Meslek hayatının altın yılını yaşayan bu genç yıldız, şöhretin bedelini yalnız yaşamakla ödemektedir.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 42. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir