Sema Özcan ”Alo” Dedi ve Ortalık Karıştı

Sema Özcan’ın SES okurlarıyla yaptığı iki saatlik telefon konuşması, şimdiye kadar yapılan konuşmaların en hareketlisiydi. Şöhretli yıldız bu konuşmada, önceden hazırladığı bazı notlara baktı, verilen bazı adresleri not etti, vakit bulunca makyajını tazeledi, su, kahve ve sigara içti. İki saat sonunda epey yorulmuştu.

Hiçbir Piyeste Bu Kadar Fazla Konuşmadım

Filiz Akın, Kartal Tibet, Selda Alkor ve Cüneyt Arkın’dan sonra Sema Özcan da 15 Temmuz pazartesi günü saat tam 17.50 de idarehanemize geldi ve tam iki saat süreyle hayranlarının çeşitli konulardaki sorularına cevap verdi. Telefon konuşması için setteki çalışmasını tatil eden Sema Özcan, idarehanemizde 3-5 dakika kadar dinlendikten sonra hemen telefonun başına geçip kendi ifadesiyle, «hiç bir piyeste konuşmadığı kadar çok konuştu» ve saat 20.05 de kapıda bekleyen taksiye atladığı gibi sete, yarım bıraktığı film çalışmasını tamamlamaya koştu.





Bu haberde hayranlarının sordukları sorulara Sema Özcan’ın verdiği cevaplardan bazılarını bulacaksınız. Yerimiz bütün konuşmaları almaya müsait olmadığı için buraya sadece enteresan bulduğumuz ve diğer okuyucularımızı da ilgilendirebilecek nitelikte soruları aldık. Takdir edileceği gibi «Sevdiğiniz Artist Telefonda» programının gayesi hayranlarının merak ettikleri şeyleri bizzat yıldızın ağzından duyması olduğu için, konuşmayı gayesinden uzaklaştıran ve yıldızdan çeşitli isteklerde bulunan «hayran»ların istek ve isimlerine burada yer vermedik.



Sema Özcan’ın telefon konuşması saat tam 17.59 da başladı. İlk telefon eden SES okuru Kayserili 19 yaşındaki Ali Erçalık'tı. Erçalık Sema Özcan'dan biri kendisine, biri de arkadaşına olmak üzere iki adet imzalı resim istedi. Sonra telefon hiç durmamacasına tam iki saat süreyle çaldı, durdu. Hayranları Sema'ya çeşitli sorular sordular, o da bıkmadan hepsine cevap yetiştirdi. İşte Sema Özcan'a sorulanlar ve onun verdiği cevaplar:





HÜLYA SAYILGAN (18) Sekreter:

«Aaaa. Siz Sema Özcan’sınız. Sesiniz tıpa tıp geliyor, aynen. Uğurlugillerdeki ses... Sesinizle dudaklarınıza hayranım. Burada çok kısa olacak konuşmamız...»

CEVAP: «Her halde hanımefendi, zannederim 1 dakika kadar efendim.»

FETHİYE SAĞNAK (18) Öğrenci:

«Merhaba... Hangi liseden mezun oldunuz?

CEVAP: «Nişantaşı Kız Lisesinden. Siz de oradan mı? A, ben de buna sevindim.»

ESRA ERDEM (18) Öğrenci:

«Sema Hanım, sizin batıl inançlarınız var mıdır?»

CEVAP: «Vallahi, aslına bakarsanız bir hafta öncesine kadar yoktu hanımefendi ama biliyorsunuz son zamanlarda sık sık kaza geçirir oldum. Onun için bir haftadan beri yanımda küçük bir muska taşıyorum.»



MERAL AYSU (17) Öğrenci:

«Talebelik hayatında en sevdiğiniz ve sevmediğiniz dersler hangisiydi?»

CEVAP: «En çok cebir dersini severdim efendim. En sevmediğim mi, en sevmediğim ders de tarihti.»

SABRİ ÇELİK (14) Öğrenci:

«Merhaba Sema abla... Hangi aranjmanı çalıyorsun?»

CEVAP: «Efendim efendim. Anlamadım... Haa, hangi enstrümanı çalıyorum onu mu öğrenmek istiyorsun. Maalesef hiç birini şekerim.»

ESMERAL KÖRPELİ (14) Öğrenci:

«Sema Hanım, sizden konservatuvar için bilgi istiyorum. Hangisine gideyim acaba?»

CEVAP: «Vallahi bilmem ki sizin neye kabiliyetiniz var. Yalnız bu konuda SES Dergisi iki, üç haftadan beri sürekli yayın yapıyor. Oradan gerekli bütün bilgileri edinebilirseniz.»





NİLGÜN KOYUNCUOĞLU (18) Ev Kızı – Diyarbakır:

«Aloooo, ses gelmiyor mu? Geliyor ha... İyi, iyi. Sizden iki üç defa imzalı resim istedim ama gelmedi. Bana bir imzalı resim gönderir misiniz?»

GÖNÜL GİZLİER (15) Öğrenci:

«Sema Hanım Türk müziğinden en çok hangi şarkıyı seviyorsunuz?»

CEVAP: «Vallahi ismini pek bilmiyorum ama son günlerde bir şarkı çıktı. ''İbibikler öter ötmez ordayım'' diye. İşte, onu seviyorum.» (Kışlada Bahar).

ERCÜMENT HÜSEYİN:

«Sema hanım, hangi kulübü tutuyorsunuz?»

CEVAP: «Galatasaray.»

MEHMET YİĞİT (12) Öğrenci:

«Doğum tarihinizi öğrenebilir miyim?»

CEVAP: «Tabii... 10 temmuz 1942»



ERDİNÇ ÇATALKAYA (14) Öğrenci:

«Sema hanım en çok beğendiğiniz filminiz hangisidir?»

CEVAP: «Tam manasıyla hiç bir filmimi beğenmedim efendim. İnşallah bundan sonra çevireceklerimi beğenirim.»

SERPİL ve YÜKSEL KARAHASAN:

«Sema Hanım, ev adresinizi rica edebilir miyim?»

CEVAP: «Tabii. Sema Özcan Gazeteciler sitesi, Keskinkalem sokağı no. 11 Esentepe - İstanbul»

VEFAKAT RONA (50) Ev Kadını:

«Hanımefendi, sizin bir numaralı hayranınızım hemen hemen bütün filmlerinizi gördüm. Size başarılar, mutluluklar diliyorum.»

CEVAP: «Çok teşekkür ederim hanımefendi.»

ERBİL YALIM (16) Öğrenci – ALANYA:

«Sema abla, yerli sinemada en beğendiğiniz erkek ve kadın yıldızları öğrenmek istiyorum.»

CEVAP: «Vallahi, hepsinin ayrı ayrı takdir edilecek tarafları var, ben bir ayrım yapamayacağım.»





AYSEL ÖZDAMAR:

«Sema Özcan mı? Şimdi, siz bana Sema Özcan olduğunuzu nasıl ispat edebilirsiniz?»

CEVAP: «Vallahi ne bileyim, nasıl ispat edebilirim şimdi. Haah, bak bunu sana 15 gün sonra ispat edebilirim. Şimdi resim çekiyorlar, sözlerimi teybe alıyorlar. İki hafta sonra bir SES mecmuası al, orada görürsün. Tamam mı canım?»

GÜLER ŞABANİ:

«Nerelisiniz, kaç yaşındasınız?»

CEVAP: «İstanbulluyum, 25 yaşındayım efendim.»

GÜRAY ALTUNLU (21) Kâtip – KÜTAHYA:

«Sema hanım, hangi tip rollerde oynamak istersiniz?»

CEVAP: Rol ayrımı yapmam beyefendi. Beğenmek şartıyla hangisi olursa oynarım.»



MUALLA OCAKTAN (16) Öğrenci - ANKARA:

«Tekrar dünyaya gelseniz ne olmak isterdiniz?»

CEVAP: «Yine artist olurdum her halde, efendim.»

HALİM OKAN (14) Öğrenci – BURSA:

«Hangi mevsimi seversiniz? Hangi spordan hoşlanırsınız?»

CEVAP: «Yaşamayı çok sevdiğim için her mevsimden hoşlanırım. En çok sevdiğim spor da tenistir.»

NEZİHE KAZIR (18) PTT Memuru – KARABÜK:

«Hayatta en çok kimi seversiniz? En arzu ettiğiniz şey nedir?»

CEVAP: «En çok ailemi severim. En çok arzu ettiğim şey mi? Anne olmak. Evet,anne olmayı çok arzu ediyorum.»





SABAHAT TANER (24) Ev Kadını:

«Sema Hanım, size İstanbul'dan telefon ediyorum ama ben Çorumluyum. Pazartesi de gideceğim. Bu arada, acaba sizi görebilir miyim?»

CEVAP: «Tabii efendim. Şimdi saat tam 19.00. Ben saat 21'den sonra Şişli'de Sohban'ın platosunda olacağım. Oraya gelirseniz görüşürüz.»

MEHMET ARSLAN (19) Memur:

«Evleneceğiniz erkekte önce ne ararsınız?»

CEVAP: «Şahsiyet ve karakter.»

SEMA KURU (25) Ev Kadını:

«Kaç numara ayakkabı giyersiniz?»

CEVAP: «37»



NERMİN ÜNLÜDERE (17) Öğrenci:

«İlk defa kimle, nerede dans ettiniz?»

CEVAP: «Vallahi, kimle olduğunu bilmiyorum ama bir akrabanın düğününde dans ettim.»

SELİM ADASOY (15) Öğrenci:

«Okul hayatınızda hiç sıfır aldınız mı?»

CEVAP: «Çooook. Zaten o kadar yaramazdım ki, yaramazlığa fırsat bulamayayım diye beni hep mümessil seçerlerdi.»

OKŞAN SALMAN (27) Ev Kadını:

«Çocuğunuz olsa adını ne koyardınız?»

CEVAP: «Kız olsaydı ''Didem'' koyardım. Erkek olursa isim seçimini babasına bırakırdım.»

KERİMAN OLCAY (34) EV KADINI:

«İlk filminizin adı neydi?...»

CEVAP: «Şeytanın Uşakları»



MAHMUT VANLI (26) Yük. Müh.:

«Sema Hanım, galiba sizinle aynı sınıfta okuduk. İlkokulu hangi okulda okudunuz, öğretmeninizin adı neydi?»

CEVAP: «Hürriyeti Ebediye ilkokulunda okudum efendim. Hocamız Çiçek öğretmeniydi.»

SALİH YURTELİ (30) Tüccar – İZMİR:

«Sema Hanım, birine aşık olsanız, aileniz de onunla evlenmenize razı olmasa ne yaparsınız?

CEVAP: «Vallahi sizin dediğiniz olmaz, çünkü ailem benim isteklerimi anlayışla, hoşgörüyle karşılar ama öyle bir şey olsa... evlenirim.»

YELDA ALP (19) Öğretmen:

«Tiyatroda en sevdiğiniz rol hangisiydi?»

CEVAP: «Pembe Kadın'daki Kezban.»



MEHMET YEŞİLTUNA (42) Ahçı:

«En sevdiğiniz yemek hangisidir?»

CEVAP: «Mücver»

AYFER ŞENAY (16) Öğrenci:

«En beğendiğiniz saç modeli hangisidir?»

CEVAP: «Düz ve naturel saçlar hoşuma gider. Dümdüz yandan ayrık saçlarla, arkada şanel topuz olan saçlar en beğendiğim modellerdir.»

MALİK HAKTAN (21) Memur:

«Tahsiliniz nedir?»

CEVAP: «İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro bölümü mezunuyum.»

HURİYE PAMUKÇU (11 ) Öğrenci – TOSYA:

«Sema Özcan Hanım, en çok hangi artistle film çevirmek istersiniz?»

CEVAP: «Bir ayrım yapmam efendim. Bütün artist arkadaşlarımı takdir ettiğim için bir ayrım yapmam.»



BARBAROS USTA (15) Tornacı:

«Sema hanım, gelin sizinle bir alış-veriş yapalım. Siz bana imzalı bir fotoğrafınızı gönderin, ben de size kendi elimle çizdiğim karikatürünüzü yollayayım.»

CEVAP: «Hayhay efendim.»

AYTEN ASLANKAYA (14) Öğrenci:

«Sema abla, sizi yakından nasıl görebilirim acaba?»

CEVAP: «Vallahi bilmem ki şekerim? Ben yarın bir film çevirmek için Marmara Adası'na gidiyorum...»

ZEHRA ŞAHİN (18) Öğrenci – ÇAN:

«İki sene önce Seramik bayramında Çan'a gelip «Pembe Kadın» ı oynamıştınız. Acaba tekrar gelecek misiniz?»

CEVAP: «Bilmem ki hanımefendi, kısmet. İnşallah gelirim efendim.»

PIRIL ÖZGE (12) Öğrenci:

«Sema abla, sizden dört tane imzalı resim istiyorum. Biri benim için, diğeri de Öner, Müzeyyen ve Saime için...»

CEVAP: «Peki canım, gönderirim.»



PERİHAN KAYA: (21) Ev Kadını:

«Sema Hanım, hiç aşık oldunuz mu? Oldunuzsa, kime?»

CEVAP: «Hiç aşık oldum mu? Bilmem... Efendim? Evet, aşık oldum hanımefendi... Kime mi? Müsaade ederseniz o da bana kalsın efendim. Çok teşekkür ederim.»

ÇİĞDEM KÖSEOĞLU (14) Öğrenci:

«Sema Hanım en çok sevdiğiniz şarkı hangisidir?»

CEVAP: «Batı müziğinden mi efendim? Delilah'la çok eski bir parça: Kiss Of Fire. Yeni ve hızlı parçaları pek sevmiyorum.»

ŞÜKRAN GÜNEŞ (...) EV HANIMI:

«Efendim, biz ailecek Sema Özcan hayranıyız. Evliliği düşünüyor musunuz?»

CEVAP: «Teşekkür ederim, çok naziksiniz. Şu anda evliliği düşünmüyorum hanımefendi. Niye mi? Henüz kendimi evliliğe hazır hissetmiyorum da ondan.»



FİKRET SÖZMEN (29) Öğretmen – İSKENDERUN:

«Başarınız sinemada mı, tiyatroda mı oluyor hanımefendi?»

CEVAP: «Vallahi ne bileyim beyefendi. Buna ben değil de, beni hem tiyatroda, hem de sinemada seyredenler karar verebilir herhalde.»

GÜLAY ATILGAN (...) Santral Memuresi – İSLAHİYE:

«Sema Hanım, en çok neyi seversiniz? »

CEVAP: «Çocuk efendim. Evet, hayatta en çok çocukları severim.»

SELMA YİĞİTLER (15) Öğrenci:

«Perdeyi mi, sahneyi mi tercih edersiniz?»

CEVAP: «Bu soruyu ben de kendime defalarca sordum ama bir cevap veremedim efendim, ikisi arasında bir tercih yapamıyorum anlaşılan.»

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 31. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir