Güzellik İçin Bıçak Altına Yatanlar



Resimlerine, filmlerine bakıp ünlü sinema yaldızları için: «Ne kadar güze! insanlar?» deriz. Ancak, bu güzelliğin anadan doğma değil sonradan olma denecek bir şekilde meydana geldiği, kimsenin aklına gelmez. İşte size bir hayli isim ki, hepsi estetik ameliyat denilen işlemden geçmiştir: Pascale Petit, Kirk Douglas, Sophia Loren, Prenses Süreyya, Charles Aznavour, Zsa Zsa Gabor, Martine Carole, Danieile Darrieux ve saire ve saire... Daha nice meşhur isim sayabiliriz, hepsi güzelleşmek için ameliyat masasına yatıp kalkmıştır. Çoğunun dişleri hatta bazen 32'si bile takmadır. Yüzlerinin derileri, boyunları, göz kapakları, göz altları kesilip gerilmiş; «torba» lar, buruşukluklar yok edilmiştir. Nice yelken kulaklar ufaltılıp yapıştırılmış, nice incecik dudaklar gonca güllere benzetilmiştir.





Bizim sinema yıldızlarına gelince: Son yıllarda bir estetik cerrahi akımı ortaya çıktı. Önce Leyla Sayar, güzelliğine eğri bir gölge düşüren buruncuğunu Prof. Halit Ziya Konuralp'e ameliyat ettirdi. Hemen arkasından Sezer Sezin, erkeğimsi burnunu Dr. Ali Uras'a düzelttirdi. Daha sonra Türkan Şoray burnunu Dr. Erdoğan Konuk'un ellerine teslim etti. Cüneyt Arkın, Sevda Ferdağ, Filiz Akın, Semiramis Pekkan, Sezer Güvenirgil de burun ameliyatıyla güzelliklerini arttırmış yıldızlardır.





Sadece ünlü kişiler değil, parası olan ünsüz kişiler de artık estetik operasyonlar yaptırıyor. Okurlarımız yıllardan beri SES'e mektup yazarlar, telefon ederler. «Burnum çirkin. Kime ameliyat olayım? Acır mı? Zor mu? Kaç lira isterler?» gibi sorular sorarlar. Biz, «Şu doktora ameliyat olun!» diyemeyiz. Fakat öteki sorulara dilimizin döndüğü kadar cevap veririz.





Geçen hafta, sinema yıldızı Mine Mutlu'nun Dr. Erdoğan Konuk tarafından yapılan estetik burun operasyonunu Güzelbahçe Kliniği ameliyathanesinde seyredip fotoğraflarını çektik. Estetik ameliyata, ilk defa bir mecmua objektifi, SES adına giriyordu. Bir gün önce kliniğe yatan Mine Mutlu'yu tekerlekli sedye ile ameliyat salonuna getirdiler. Bizim de ağzımızı burnumuzu bağladılar. Mine'yi, önce uyuttular. Bazen bayıltmadan burun uyuşturularak (lokal anestezi) da yapılırmış. Ameliyat tamamen burun delikleri içinden yapılıyordu.





Ameliyattan sonra, hariçten hiç bir ameliyat izinin görünmemesinin sebebi de buydu. Burnunun dış görünüşünde çirkinliğe sebep olan kemik ve kıkırdak kısımları kesici, törpüleyici ve düzeltici aletlerle ortadan kaldırılırken Mine Mutlu bu işin farkında bile olmuyor, mışıl mışıl uyuyordu. Ameliyat yarım saat kadar sürdü. Doktor-operatör Konuk, duvarda asılı duran Mine Mutlu'nun 4'ü profilden çekilmiş 5 büyük fotoğrafına, arada sırada bakıyor; sinema artistinin burnunu, önceden hatları düzeltip rütüş edilmiş resimdeki burnuna benzetmeye çalışıyordu. Fotoğraftaki «ideal buruna» tıpatıp benzediğine emin olduğu an ameliyatı bitirdi. Mine'nin burnu alçı kalıba alındı. Bir süre sonra gözlerini açan Mine:







- «Bana bir ayna verebilir misiniz?» dedi.

Oysa burnu ve yüzünün bazı kısımları sargı bezleriyle sarılmıştı. Ancak gözleri görünüyordu.

Ameliyathaneye girmesiyle çıkması arasında tam 35 dakika geçmişti. Mine, 4 gün yatacağı hastanedeki odasına götürülürken, biz de doktorla konuşuyorduk. «Gözler etrafında morarma ve şişlikler olacak» diye söze başladı. «Fakat bunlar 8-10 gün sonra ortadan kaybolur. Burun ve baş ağrısı olmaz. Kalıp bir hafta sonra çıkarılır. Kalıp çıkarıldığı zaman burun yine şişer. İki üç hafta sonra hasta burun ameliyatı geçirdiğini kendisi bile anlayamaz. Sıhhat bakımından estetik ameliyatın hiç zararı yoktur. Ruhsal ve sosyal düzeni, burun çirkinliği yüzünden bozulmuş, bedbaht olmuş kişilerin ameliyattan sonra mutlu oldukları, estetik cerrahinin insanlığa saadet getirdiği anlaşılmıştır.»

Mine Mutlu'nun gözlerine baktık. Emeline kavuştuğu için Mine Mutlu, gerçekten mutlu olmuştu...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 14. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir