Louis De Funes Komedinin Kralı
Paris’te Elysee Sarayı’nda, tanınmış Fransız sanatçıları şerefine tertiplenen ziyafette kısa boylu, kır saçlı, ciddi tavırlı bir erkekle eşi, herkesten fazla dikkati çekti. Erkeğin çatık kaşlarına, ciddi konuşmalarına bakıp onun Fransız Akademisinin yüzü gülmeyen titiz, hiç bir şeyi kolayca beğenmeyen üyelerinden biri olduğu kanaatine vardılar.. Ziyafetin sonuna kadar bu kır saçlı adamın yüzü hiç gülmedi, gözlerindeki ciddi ifade de hiç kaybolmadı.. Hatta bir ara orta yaşlı çiftin dostları, bu asık yüzlü erkeği güldürmek için ona laf attılar, şakalar yaptılar, esprili hikayeler anlattılar, ama o hiç istifini bozmadı, hatta kaşlarını biraz daha fazla çattı. Ziyafet bitip de eşiyle beraber Elysae Sarayı’ndan çıktıktan sonra ise, yaşlı adamın yüzündeki ciddi ifade birden kayboldu. Şöyle rahat bir nefes aldı ve eşine: «Aman, ciddi insan olmak meğer ne zor işmiş… Birkaç kere perhizi bozup gülmeyi de düşünmedim değil, ama sonra kendimi toparladım… Fakat bir daha böyle oyunlara kalkışmayacağım… Ben gülmeden, güldürmeden yaşayamam… Şu bir, iki saat içinde çektiğim azabı, bir ben, bir de Allah bilir. Sanki kendimi birkaç yaş daha yaşlanmış hissediyorum,» diye dert yandı.
Bu sözleri söyleyen kır saçlı erkek, son yıllarda şöhreti birdenbire artıveren Fransız komedyeni Louis de Funes'den başkası değildi... Yıllar yılı Fransız filmlerinde rol aldığı halde, ancak «Fantoma» filmlerinden sonra dikkati çekmiş ve bundan sonra da birinci sınıf komedyen olduğu anlaşılmıştı...
O gece ömründe ilk defa resmi bir davette, Fransız sanatçılarıyla bir arada olmak fırsatını elde etmişti.. Louis de Funes, şımarık komedyenler gibi kalabalık arasında durmadan gülüp espriler yaparak kıymetini düşürmek istemediği için, büyük bir zorlukla ciddi sanatçı pozları takınmış ve bu davranışlarını da herkes ciddiye almıştı...
Son yıllarda sinema seyircilerinin, komedi türündeki filmlere olan ilgileri çok arttığı halde, film piyasasında kelimenin tam anlamıyla gerçek bir komedyenin bulunmaması, Louis de Funes'nin şöhretin zirvesine ulaşmasında çok büyük rol oynadı. Sinema dünyasının eşsiz komedyeni Charlie Chaplin, yıllardan beri film çevirmiyor... Laurel Hardy'ler, Ali Baha'lar, Üç Ahbap Çavuş'lar çoktan unutuldu... Komedi aktörü olarak sinemada şöhret yapmış olan sanatçıların da bir kısmı ciddi rollere merak sarıp birer ikişer komedi filmlerinden vazgeçtiler... Onların aksine, sinema dünyasının ciddi, ağır başlı sanatçıları arasında komediye merak saranlar da çıktı ama, şöyle seyirciyi kasıklarını tuta tuta güldürecek bir komedyen olabilmelerine de imkan yoktu... Louis de Funes'in ise perdede seyirciyi güldürmekten başka hiç bir gayesi yok. Aktör, hareketleri, sözleri ve başına gelenlerle, seyirciyi iki saat durmadan güldürebilmektedir...
Fransız komedyeninin filmlerini seyreden Amerikalı filmciler de «Oscar armağanlarına bir de güldürme Oscar'ı ertense, Louis de Funes mutlaka her kategoride Oscar alabilirdi» dediler...
Louis de Funes, son zamanlarda dünya basınında, hakkında yayınlanan yazılara hiç önem vermiyor. Reklam edilmek, film başına aldığı ücreti arttırmak, kendini ağırdan satmak gibi endişeleri yok. Tek derdi, seyirciyi güldürebilmek... Komedyen, film çevirmediği zamanlar da evinde, seyircileri nasıl güldürebileceğini düşünüyor, yeni hileler, fıkralar araştırıp buluyor. Onu Charlie Chaplin'e benzetmeye çalışanlara ise müthiş içerliyor: «Yeryüzünde yalnız bir tek Charlie Chaplin vardır, onun yerini hiç kimse alamaz,» diyerek, ünlü komedyene karşı beslediği sevgi ve saygıyı belirtiyor...
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 2. SAYISI