Selda Alkor Telefonda



SES okurları Filiz Akın'la Kartal Tibet'ten sonra Selda Alkor'la da konuştular. Hayranları Selda'nın sesini duydular, ona çeşitli sorular sordular. Yalnız konuşmaların birçoğu şehirlerarası santralı tarafından kesildi, bu bakımdan bazı aksaklıklar oldu. Buna rağmen konuşmalardan hemen herkes memnundu. İstanbul dışından bilhassa Ege bölgesi şehirlerinden rekor denecek sayıda telefon açıldığını gören Selda Alkor, «Yarıda kesilen telefonlara üzüldüm ama İstanbul dışındaki hayranlarımın bir dakikalık konuşma için beni aramaları da çok hoşuma gitti, iftihar ettim.» dedi. Bu haberde 1 saatlik telefon konuşması sırasında geçen ilgi çekici olaylar, Selda Alkor'a kimlerin telefon ettiğini, ona neler sorduklarını ve yıldızın ne cevap verdiğini okuyacaksınız.



Her on beş günde bir pazartesileri artık SES mecmuasının en hareketli günleri olmaya başladı. Sabahtan başlayıp gece yarılarına kadar durmadan çalan telefonlar, hep aynı isteği tekrarlıyorlar:

«SES mecmuası mı? ..........'la konuşmak istiyorum.» Tabii yıldız, sabahtan akşama kadar idarehanemizde oturmadığı için, biz bu istekleri maalesef 18.30 - 19.30 arasında gerçekleştirebiliyoruz.





Son konuşmacı Selda Alkor'du. «Havaya girebilmek için» idarehanemize tam yarım saat önce geldi. Ve saat 18.30'da SES'in 27 95 13 numaralı telefonu çalmaya başladığı zaman hem Selda’yı, hem de bizi bir şaşkınlıktır aldı. Konuşmalar durmadan şehirlerarası santrali tarafından kesiliyordu. Tabii bu kesilmeler de zaman kaybına sebep oluyor, daha çok SES okurunun Selda Alkor'la konuşmasına mani oluyordu.

Bu zaman kaybını acaba nasıl önleyebilirdik? Düşündük ve bulduk. İstanbul dışında olan okuyucularımız eğer SES'i başka bir numaradan ararlarsa ve bir saatlik zaman da iki saate çıkarılırsa hem mesele kökünden halledilir, hem de daha çok SES okuyucusu, hayranı oldukları yıldızla konuşabilirdi. İşte biz de önümüzdeki haftadan itibaren bu usulü tatbik edeceğiz.





• Filiz Akın’la Kartal Tibet’i en çok İstanbullu okuyucularımız aramıştı. Selda Alkor'da ise çoğunluk Anadolu’daydı. Anadolu'yu da bölgelere ayıracak olursak, rekor Ege bölgesi şehirlerindeydi.

• Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Zeki Şenerdoğan, Selda'ya 15.6.1968 tarihli bir mektup yazmıştı. «Ses mecmuasında bulunduğunuz zaman içinde size telefon etmek istiyorum ama bana sıra geleceğini ve konuşmamızın mümkün olacağını hiç ummuyorum» diye başlayan mektubu okuyan Selda Alkor, kendi kendine «Konuşmuş gibi olduk...» diye söylendi ve hemen Zeki Şenerdoğan'ın adresini bir kenara not etti...





• Telefon edenlerle, konuşabilenlerin arasında savı bakımından büyük fark vardı. Olan İstanbul okuyucularına oldu ve çoğunun konuşması «Şehirlerarası santral» tarafından daha başlamadan kesildi. Bu arada Selda Alkor'la, telefon edenlerin içinde en karlı çıkan 2 kişiyi de unutmayalım. Selda, Füsun Elçin'e mayo, Abdülkadir Tanyel’e deniz yatağı göndermek için söz verdi.



• Adnan Bakkal, Sıdıka Füsunbey, Tülay Bakırcı, Şefika Pektaş, Seyfi Acar (Yalova), Aysel Baltürk, Ayşen Kartal, Filva Seval, Filiz Kasaba (İzmir), Oya Harmandaloğlu, Bedri Ayhan (Isparta), Mehmet Bağcı (Fethiye), Yaşar Bıçakçı (Aydın), Anoş Şimşek, Türkan Gület ve Hilal Nalbantoğlu (Ankara), Nevin Yılmaz, Cemal İzgün, Ayla Girgin Selda Alkor'dan sadece resim istemek için telefon açmışlardı.





• Selda Alkor, 1 saatlik süre içinde 7 tane Pall Mall sigarası içti. Yerinden hiç kalkmadı. İzmir'den telefon eden hayranlarına ise biraz iltimas yaptı. Konuşma süresini 30 saniyecik uzatıverdi...

• Aşağıda, Selda Alkor'a kimlerin neler sorduklarını yayınlıyoruz. Yalnız yerimiz pek fazla olmadığı için, sırf Selda'nın sesini duymak için telefonu açar hiç bir şey sormayan okuyucularımızın adlarından maalesef bahsedemeyeceğiz.



KİM TELEFON ETTİ, NE SORDU?

CANAN KORELP (13) ÖĞRENCİ:

«Selda Hanım, ben sizin hayranlarınızdanım. Bana en güzel resminizden bir tane yollar mısınız?»

CEVAP: «Tabii yollarım şekerim. Sen şimdi adresini ver. Ben eve gider gitmez en güzel resmimi seçer, hemen sana postalarım.»

BURHAN ESMER (23) ÖĞRENCİ:

«Selda Hanım, ben uzun boylu, yeşil gözlüyüm. Nasılsınız?»

CEVAP: «Çok mersi efendim, iyiyim. Siz nasılsınız, imtihanlardan ne haber? Yaa, öyle. Hayırlı olur inşallah.»





VUSLAT OYMAK (14) ÖĞRENCİ — DENİZLİ:

«Selda Abla, sinema artisti olmadan önce ne iş yapıyordunuz?»

CEVAP: «Sinema artisti olmadan önce ben de senin gibi öğrenciydim yavrucuğum.»

FÜSUN ELÇİN (14) ÖĞRENCİ:

«Selda Hanım, bana bir mayo hediye eder misiniz? Edecekseniz mayomu nasıl alacağımı da söyleyin lütfen.»

CEVAP: «Mayo mu istiyorsun? Peki Füsun, sen SES mecmuasıyla temasa geç. Ben bir mayo alıp mecmuaya gün vereceğim... O gün sen de mecmuaya gelir mayonu alırsın. Efendim, tabii ben de orada olacağım. Sana mayoyu kendi elimle veririm. Estağfurullah, bir şey değil. Güle güle.»



BELMA TANKUT (20) ÖĞRENCİ:

«Selda Hanım, sinemaya bir yarışma kazanarak mı girdiniz?»

CEVAP: «Evet hanımefendi. SES mecmuasının yarışmasını kazanarak girdim. Eğer sinema artisti olmak istiyorsanız size de aynı yarışmayı tavsiye ederim.»

KÂMİL TANER (18) GARSON:

«Selda Abla, Türk müziğinden en çok hangi şarkıya seviyorsun?»

CEVAP: «Vallahi birden ayırmak çok zor oluyor, Kamil Bey. Bir dakika. Evet, en çok sevdiğim şarkı ''Sevemez Kimse Seni'' adlı parça.»





SEÇKİN CANCA (17) EV KIZI:

«Selda Hanım, gazetelerde okuduğumuza göre şarkıcılığı kabul ediyormuşsunuz, doğru mu?»

CEVAP: «Evet canım. Bu ayın 28'inde sahneye çıkıyorum. Başarı dileklerine çok teşekkür ederim.»

GÜLTEN GÖKSÜMER (14) ÖĞRENCİ:

«En çok nefret ettiğiniz insanın mutlu olmasını ister misiniz?»

CEVAP: «Siz bir hayli kalabalıksınız galiba. Bir sürü sesler geliyor kulağıma. Tabii cevap vereceğim Gülten Hanım. Ben çok iyimser insanım. Herkesin mutlu olmasını isterim.»



MELAHAT SARI (31) EV KADINI — ADAPAZARI:

«İyi akşamlar Selda Hanım. Bugüne kadar birçok filmde oynadınız ve seyircilerinizin takdirlerini kazandınız. Bunların içinde en beğendiğiniz hangisidir?»

CEVAP: «Çok teşekkür ederim efendim. En beğendiğim filmin adı ''Senede Bir Gün''»

HAYRI GÜNER (23) TÜCCAR — ADANA:

«Selda Hanımefendi size şunu sormak istiyorum. Acaba meslek hayatınızda sizi en çok etkileyen artist kimdir?»

CEVAP: «Yılmaz Güney efendim. Hiç beraber oynamadık ama en çok etkilendiğim, sanatını takdir ettiğim artist Yılmaz Güney'dir.»



MİNE ALEMDAR (17) MEMURE:

«Hayırlı akşamlar Selda Hanım. Ben, sizin milyonlarca hayranınızdan biriyim. Hiç aşık oldunuz mu?»

CEVAP: «Aşık oldum muuu? Evet, oldum Mine'ciğim. Efendim? Anlamadım, aşık olduğum adamın ismini mi merak ediyorsun? Tabii söylerim, Tanju Gürsu.»

NECLA KARGI (14) EV KIZI:

«Bir daha dünyaya gelseniz ne olmak isterdiniz?»

CEVAP: «Ya balerin, ya da politikacı. İstersen şöyle diyelim: Gençliğimde bale yapardım, biraz yaşlanınca da siyasete atılırdım.»





SALİH TEPEYOL (19) ÖĞRENCİ:

«Hangi takımı tutuyorsunuz? En sevdiğiniz sporcu kimdir?»

CEVAP: «Beşiktaşlıyım ama en çok Fenerbahçeli Selim’i beğenirim. Nasıl mı olur? E, Selim benim çok yakın akrabam Salih Bey.»

SİMGÜL GÜLEN (36) EV KADINI:

«Merhaba hanımefendi. Sizin bir numaralı hayranlarınızdanım. Çok kibar ve ölçülü bir hanımefendisiniz, sizinle iftihar ediyoruz. Tiyatroyla beyazperde arasında bir ayrım yapar mısınız?»

CEVAP: «İltifatlarınıza teşekkürler. Tiyatroyu çok, pek çok seviyorum ama sinema benim mesleğim, ona aşığım.»



NAİL ERSİN (18) ÖĞRENCİ — ANTALYA:

«Merhaba Selda Hanım. Gözleriniz ne renktir efendim?»

CEVAP: «Yeşil, beyefendi. Efendim? Tabii, karşılaşırsak bol bol konuşuruz efendim, iyi akşamlar.»

ERDOĞAN ALTAY (18) ÖĞRENCİ — ANTALYA:

«Selda Hanım size adresimi versem bana 4 tane imzalı resim gönderir misiniz? Biri bana, biri Jülide’ye, biri Feride'ye, biri de İnci'ye..»

CEVAP: «Hayhay. Adresinizi yazayım.»



ÇETİN AYŞIK (19) ÖĞRENCİ — ANTALYA:

«Yaz tatilinizi nerede geçirmeyi düşünüyorsunuz? Davetlim olarak Çınarcık'a gelir misiniz?»

CEVAP: «Film ve sahne çalışmalarım bu ara öyle sıkı ki korkarım tatil falan yapamayacağım. Bakın, hoş bir tesadüf oldu. Antalya'dan üst üste üç telefon geldi. Siz Antalyalı olduğunuza göre Festival sırasında oraya gelip birkaç gün kaldığımı duymuş olmalısınız. Her halde.»

ALİ BALCI (19) FABRİKATÖR — SAMSUN:

«Sizi buluncaya kadar akla karayı seçtim. Telefon birkaç kere kesildi. Neyse, günaydın. Bana bir resim yollar mısınız?»

CEVAP: «Bugün nedense hep böyle oluyor. Hatlar habire karışıyor. Tabii, adresinizi verin göndereyim.»



KÖKSAL KALPAKÇI (30) TORNACI — TURHAL:

«Hayırlı akşamlar. Selda Hanım geçenlerde sizin hakkınızda bir şey okudum, doğru mu diye soracaktım. Güya siz erkek oluyormuşsunuz!»

CEVAP: «Allah korusun.»

MEHMET GÖNEN (18) KÂTİP:

«Selda Hanım, doğum tarihinizi öğrenebilir miyim?»

CEVAP: «Tabii efendim. 3 ocak 1944.»



ZÜHAL ÜZEL (28) EV HANIMI:

«Selda Hanım, sizi çok seviyorum. Sizinle konuşma imkanını hazırladığı için SES mecmuasına da teşekkür ederim. Beni nedense size çok benzetiyorlar. Sokakta arkamdan ''Selda'' diye bağırıyorlar...»

CEVAP: «Aman ne mutlu bana. Bende bir resminiz olsun isterdim.»

SUNA KEMANCI:

«Hiç evlendiniz mi Selda Hanım?»

CEVAP: «Hayır efendim. Evlenmek ister miyim? Bilmem ki.»



İSMAİL ÇALIŞKAN (27) KUAFÖR — ANKARA:

«Selda Hanım, Ankara'ya teşriflerinizde salonumuza bekliyoruz.»

CEVAP: «İlginize çok teşekkür ederim beyefendi. İnşallah gelirim.»

NERMİN KORDAL (47) EV HANIMI — MERZİFON:

«Selda Hanım, siz hiç çakmak kullanmazmışsınız. Sebebini öğrenebilir miyim?»

CEVAP: «Evet, sigarayı daima kibritle yakarım efendim. Tabii ben sigara çıkarınca biri çakmak çakarsa onunla da yakarım. Niye mi çakmak kullanmam? Vallahi bana göre dünyada en çok kaybedilen 3 şey vardır. Plak bir, kitap iki, çakmak da üç...»



NEDİM BOZKURT (14) ÖĞRENCİ:

«Selda Abla, talebeyken en hoşlanmadığın ders hangisiydi?»

CEVAP: «Cebir dersini hiç sevmezdim Nedim ama hocasını çok severdim.»

NUR KABAKÇI (19) EV KIZI:

«Selda Hanım, geçenlerde bir arkadaşınızla tanıştım. Sizin için ''Saat kullanmaz'’ diyor. Doğru mu, doğruysa sebebi ne?»

CEVAP: «Doğru efendim. Saat kullanmam. Bence yaşanan zaman önemlidir.»



SİLVİYA CAN (17) ÖĞRENCİ:

«Batı müziğinden en çok hangi şarkıyı seviyorsunuz?»

CEVAP: «Size bir değil iki şarkı ismi verebilir miyim? Teşekkür ederim (Delilah)la (I'm Corning Home).»

MAHFİ TEKTAŞ (25) MEMUR:

«Spor yapar mısınız? En çok sevdiğiniz spor hangisidir?»

CEVAP: «Tenis oynarım, ata binerim, yüzerim, kayak yaparım. En çok sevdiğim ise kayak efendim.»



UĞUR HATİPOĞULLARI (16) ÖĞRENCİ — BURDUR:

«Ben benzin istasyonunda çalışıyorum, arabanız var mı? Varsa yolunuz bizim tarafa düşerse istasyona uğrar mısınız?»

CEVAP: «Evet, yeni aldığım Opel marka bir arabam var. Gayet tabii, niye olmasın? Yolum o tarafa düşerse gelir benzin ikmalini sizden yaparım, bu bahaneyle de bir daha konuşmuş oluruz.»

SEVGİ YURDER (18):

«Asıl adınız nedir?»

CEVAP: «Asıl adım mı? Selda Alkor. Evet, değiştirmedim.»



AYDOĞAN ÖNER (30) MOBİLYACI:

«Merhaba efendim. Oynamak istediğiniz bir rol var mı?»

CEVAP: «Merhabalar efendim. Var tabii, Sultan Gelin diye bir eser var ya, onda oynamayı çok arzu ederim. Haa, bir de ''Ana'' vardı. Onda da oynamayı çok istemiştim ama çok sevdiğim bir arkadaşım (Türkan Şoray) oynadı, hiç fark etmedi.»

ŞEYDA NURTEN (16) EV KIZI:

«Selda Hanım. Boyunuzu bir yerde 1.68, bir yerde 1.75 diye okudum. Bunların hangisi doğru Allahınızı severseniz?»

CEVAP: «İkincisi canım. Boyum 1.75’dir.»



KAMURAN KÖKTEMEL (20) ÖĞRENCİ — İZMİR:

«Selda Hanım ben size bir mektup yazmıştım ama cevap alamadım.»

CEVAP: «Her halde sıradadır efendim. Ben, bana gelen hiç bir mektubu cevapsız bırakmam. Ya sıradadır, ya da postada kaybolmuştur. Hayhay, beklerim. Hem isminizi de öğrendim. Sizden mektup gelir gelmez ben de cevap yazarım.»

GÜLPERİ — BURDUR:

«Evli misiniz? Burdur’a gelir misiniz?»

CEVAP: «Hayır, evli değilim, inşallah, kısmet olursa niye gelmeyeyim efendim?»



OYA SEYİTOĞLU (19) ÖĞRENCİ:

«Merhaba Selda Abla... Beni tanıdınız mı? Siz Manisa'dayken mankenlik yapardınız, şimdi niye yapmıyorsunuz? Ben o zamanlar küçüktüm ama iyi hatırlıyorum. Çok başarılı bir mankendiniz.»

CEVAP: «Merhaba Oya'cığım... Tabii tanıdım, tanımaz olur muyum? Çok teşekkür ederim, sen nasılsın. Annen nasıl, iyi mi? Beni mankenliğe layık gördüğün için çok teşekkür ederim. Vakitsizlikten canım. Yoksa vaktim olsa mankenlik yapmaz mıyım?»



ABDÜLKADİR TANYEL (16) ÖĞRENCİ — İZMİR:

«Merhaba Selda Hanım... Sesiniz çok güzel, bana bir deniz yatağı hediye eder misiniz?»

CEVAP: «iltifatınıza çok teşekkür ederim. Tabii, adresinizi verin. Tamam, yazdım. Siz SES mecmuasına bir mektup yazıp deniz yatağını nasıl alacağınızı öğrenin. Güle güle, bir şey değil.»

Yazımızın başında da söylediğimiz gibi Selda Alkor'a bütün telefon edenler bunlar değil... Sütunlarımıza ancak Selda Alkor hakkında, telefon etmeyen okuyucularımıza bilgi verecek nitelikteki soruları aldık. Telefon edip de bu sütunlarda yer almayan okuyucularımızdan özür dileriz...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 27. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir