Charlton Heston Türkiye’de




«En çok beğendiniz kadın kimdir?»

– «Karım Lydia.»

– «İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?»

– «İlk aşık olduğum genç kız tanıştığımız günden beri benim yanımdan ayrılmadı. Bu durumda onu unutmama imkan yok.»

– «Evlilikte mutlu olmanın şartları sizce nelerdir?»

– «Mutlu olmak isteyen her erkeğin karım Lydia gibi bir kadınla evlenmesi şarttır bence. Yeryüzünde ondan daha anlayışlı, daha iyi, daha güzel bir kadının bulunabileceğine inanmıyorum.»





Bundan kısa bir süre önce tatilini geçirmek için Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen ünlü aktör Charlton Heston, ayağının tozuyla, üzerinden yol yorgunluğunu atmadan gazetecilerin suallerini cevaplandırmaya çalışırken sözlerine eşini methetmekle başladı ve öyle bitirdi.

Sinemada dünya tarihinin ünlü şahsiyetlerini canlandırarak Amerika’nın sayılı zenginleri arasına giren aktör, mesleğinin dışında siyasetle de ilgileniyor. Fakat Türkiye’de siyasetten söz etmek istemedi.





Uzun boyu, mütevazı tavırları, sade kıyafetiyle ünlü bir aktörden ziyade ağır başlı bir aile reisi havasını taşıyan Charlton Heston’un Türkiye’de kaldığı süre içinde fotoğraf makinesi hiç elinden düşmedi. Yıllardan beri Türkiye’ye gelmek istediğini, geçen kış Cumhurbaşkanımız Sunay ile tanıştıktan sonra yurdumuza gelme arzusunun daha da arttığını belirtirken meraklı gözlerle etrafına bakınıyordu. Beyazperdenin büyük şöhretinin, Türkiye’yi mümkün olduğu kadar iyi tanımaya gayret ettiğine şüphe yoktu.

Charlton Heston’un dikkati çeken özelliklerinden biri de çocuklarına olan düşkünlüğü… Hele küçük kızını yanından hiç ayırmıyor. Her sözünden sonra gülümseyerek kızına bakıyor ve «Öyle değil mi?» diye onun da fikrini alıyor.





Eşi Lydia ile 1944 yılında evlenmiş olan aktör, yirmi üç yıldan beri bir kere bile eşine kırılmadığını söylerken gözlerinin içi gülüyor.

Renklerden maviyi, içkilerden viskiyi sevdiği anlaşılan aktör, yemek konusunda pek titiz değil. Yalnız Türk yemeklerine, hele balık ve et çeşitlerine bayıldığını itiraf etti. Aktörün eşi de eline kağıdı, kalemi alıp birkaç Türk yemeğinin reçetesini yazıverdi.

Tiyatrodan sinemaya geçmiş olan aktör, ikisi arasında bir tercih yapamayacağını söylemektedir. Diğer meslektaşlarının çoğunun aksine rol seçiminde müşkülpesent davranmadığını belirtmekle beraber, öyle olur olmaz rollere çıkmayı da istemediğini söylüyor.





Charlton Heston’un mesleği dışında en büyük merakı resim yapmak. Türkiye’de gördüğü güzel manzaraların resmini yapamadığına pek üzüldüğünü söyleyen Charlton Heston bir dahaki gelişinde uzun süre kalıp kendi eseri olan özel koleksiyonunu Türkiye manzaraları ile zenginleştirecek.

İzmir’den İstanbul’a döndükten sonra kaldığı otelde bir hafta daha dinlenmeyi düşünürken bir Amerikalı general, Washington’dan gelen bir emri sinemanın ünlü aktörüne verince Heston’ların da tatil programları değişiverdi. Aktör, üç haftalığına Vietnam’a gidecek, Amerikan askerlerini eğlendirip moral eğitimi yapacaktır. Eşiyle çocukları ise tatili yarıda kesip California’ya evlerine döneceklerdir.



Charlton Heston, İstanbul’dan ayrılırken: «Elimde olmayan sebeplerden dolayı tatilimi yarıda kestiğim için çok üzgünüm» dedi. «Verilen emri yerine getirmem gerekiyor. Fakat gelecek yıl Türkiye’ye gelip İstanbul’u karış karış gezmeye karar verdim.»

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 38. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir