Erol Büyükburç Sahneye Tekerlekli Sandalyede Çıkıyor



Tekerlekli sandalyedeki esmer, bıyıklı genç adam kendisini dinlemeye gelmiş yüzlerce kişiye şöyle bir baktı. Dokunsanız ağlayacak haldeydi. Mikrofonu dudaklarına yaklaştırdı...

- «Çok sayın komutanlarım, ağabeylerim, kaderde sizlerin huzuruna böyle çıkmak da varmış. Tekerlekli sandalye ile de olsa, sizlerle birlikte olmak, sizlerle birlikte coşmak benim için zevklerin en büyüğü. Üstelik 605. yıldönümünü kutlayan Kara Kuvvetlerimizin yıldönümünde tekrar çok sevdiğim askerlik camiası içinde olmanın da ayrı bir şerefi var. Hepinize çok teşekkür ederim. Sağolun, varolun.»





Tekerlekli sandalyedeki esmer adam, cümlesinin sonunu zorlukla getirdi. Kulakları sağır eden alkışlar arasında, o, gözlerinden dökülen yaşları bir yedek subay adayının uzattığı mendille siliyordu.

Bu olay geçtiğimiz hafta sonunda, Kağıthane'deki İstihkam Okulu'nda geçti. Tekerlekli sandalyede göz yaşlarını tutamayan genç adam Erol Büyükburç'tu.





Her şey haziran ayının ikinci haftasında olmuştu. Erol Büyükburç'un o gün çok önemli bir randevusu vardı. Orkestrasına aldığı 3 korist kızla prova yapacaktı. Kapıdan koşar adımlarla çıktı. Aynı hızla dimdik merdivenlere doğru yöneldi. Yöneldi, ama Buyükburç merdivenin son basamağını bulamadı. Ayakkabısı azizlik etmiş, kendini bir anda yerde bulmuştu. Etraftan hemen koşuştular ve Erol Büyükburç’u acıdan kıvrım kıvrım kıvranır bir halce hastaneye götürdüler.





Büyükburç'un sol ayağı üç yerden kırılmış, ayrıca bilekten de çıkmıştı. Usta eller Büyükburç'un ayağını sardı, sarmaladı ve, «Bir ay yataktan çıkmak yok,» tavsiyesiyle taburcu edildi.

İstihkam Okulu'nun yedek subay adayları, Kara Kuvvetlerinin kuruluşunun 605. yıldönümü için Erol Büyükburç'u okula davet ettikleri zaman, ünlü şarkıcı önce biraz tereddüt etmişti. Bu kırık ayakla sahneye nasıl çıkar, dakikalarca ayakta nasıl durabilirdi? Fakat İstihkam Okulu'nun genç yedek subay adayları buna da bir çare buldular. Büyükburç'u sahneye tekerlekli sandalye ile çıkaracaklar, böylece, sanatçının yorulmamasını sağlayacaklardı.





Erol Büyükburç, okula geldiği andan itibaren, coşkun bir sevgiyle karşılandı. Davetliler, genç yedek subay adayları adeta bir «Geçmiş olsun» yarışına girmişlerdi. Hatta alçılı ayağına imza atanlar bile vardı. Sahneye, tekerlekli iskemle içinde, yedek subay adaylarının kucaklarında çıktı. Ve o tekerlekli sandalyede tam 1,5 saat durmadan şarkı söyledi. Sahne adeta bir çiçek bahçesi halindeydi. Son şarkısını söylediği zaman, alkışlar kulakları sağır edercesine salonda çınlıyor, Büyükburç'un gözlerinden yaşlar süzülüyor ve Büyükburç bu büyük ilgiye İstihkam Okulu Kumandanı Tuğgeneral Münacettin Şensin'in şahsında teşekkür ediyordu. 20 günlük bir ayrılıktan sonra tekrar hayranlarına, mikrofona, sahneye kavuşmuştu...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 28. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir