Fatma Girik’in İlk Renkli Filmi

Otomobilde giderken büyük çınarın altında durduk. Solda kurumuş eski, harap bir çeşme… Tam da kömür, kum depolarının önündeyiz. Neden acaba buraya «Kuruçeşme» demişler? Hareket ettik. Aklıma, bu ismin aslı geldi: «Koru – Çeşme»… Vaktiyle burada koru, orman varmış… Şimdi de biraz kalmış… Acaba… derken aradığımız Boğaziçi yalısının önünde indim. Şahnişli, balkonlu, meşe payandalarıyla denize uzanmış bir eski Boğaziçi güzeli… Bahçede beyaz ve koyu mavi çakıl taşlarından yapılmış mozaikler, kışın açan güller, yaprağını dökmeyen ağaçlar, defneler… Yavaş yavaş yürüyor, Arnavutköy sahilindeki bu güngörmüş yalının bahçesinden yukarılara doğru çıkıyorum. Köşkün iç kapısına geldim. Zil, kapı, kapıcı, merdivenler… Sağlı sollu çifte merdivenlerden geniş bir sahanlık, sonra üst katın sofası… Daha doğrusu kocaman, «at koştur» dedikleri salonu… Karşıma, hırpani bir kız çıktı: Başı örtülü, yırtık mantosunun yakaları kalkık, gözünde de Fantoma gibi kara gözlükler… Garip bir sesle:





- «Hoş geldin begüüüm!» dedi...

«Bu da kim?» diye düşünürken karşıdan Kartal Tibet'i gördüm. Arkamda, ense kökümde bir kahkaha koptu:

- «Tanıyamadın mı ağabey?»

Tam Fatma'nın sesi... Geri döndüm. Fatma gözlüğü çıkarmış, o koyu mavi mi desem, lacivert mi desem, emsali bulunmayan meşhur çözlerini aça aça bakmıyor mu? Kahkahalarla güldü:

- «Ben sana şaka yaptım!» dedi ve burada çevirdiği filmi anlatmaya başladı:





- «Bu Kartal, çetemizin reisi... Ben onun emrinde bir yankesiciyim... işte, Süavi Süalp... Hem filmimizin senaristi, hem de oyuncusu. Çetemiz daha bitmedi: Talia Talkı var, Muzaffer Civan var, Türkan Kızılkan var, hatta Ömercik (Ömer Dönmez) bile var... Kimi «tırnakçı», kimi «zarfçı». kimi «kaldırımcı», kimi «üç kağıtçı»... Hepimizde bin bir marifet var... Filmimizin adı «Hırsız Prenses»... Kartal beni gecekondu mahallesinde buluyor. Çetesine alıyor. En «lüks» salonlarda iş yapıyoruz, «voli» vuruyoruz. Erketecilerimiz de var. Bazen «gece işi» ne çıkıyoruz. Tavuk yürütmekten cüzdan kaldırmaya, kasa kırmaktan otomobil kaçırmaya kadar her şey...»





Bu sırada bütün «hırsız çetesi» etrafımı almıştı. Dairenin içindeyken hepsiyle tanıştım. Tanışma faslından sonra fotoğraflarını çekmek için çantamı açtım. İçinden fotoğraf makinesi yerine bir sürü buruşuk gazete kağıdı çıkınca şaşırdım. Kartal:

- «İşte bizim hırsız kumpanyasının marifeti...» dedi, «Siz adımınızı atar atmaz makinenizi çaldılar.» Bereket şaka uzun sürmedi de ben de onların fotoğraflarını çekememek felaketiyle karşılaşmadım.

Fotoğrafı çektik. Yazı yazmak üzere elimi cebime attım. Kalem yok. İçlerinden biri:

- «Kalemi de Fatma aldı. Cüzdan da not defteri de yerinde değil.» Telaşla ceplerimi karıştırdım. Adam doğru söylüyordu.





Fatma Girik, eşyalarımı iade ederken:

- «Eski, tövbekar olmuş bir yankesiciden bir ay ders aldım... Bu filmde «hırsız prenses» rolünü yapıyorum ya? Onun için bir şaka denemesi yaptım size...» dedi.

Kartal Tibet'e sordum:

- «Kumpanyanın reisi sıfatıyla siz de ders aldınız mı?»

- «Ben kitap okudum, Osman Cemal Kaygılı'nın «Çingeneler» adlı kitabını... Ahmet Rasim'den bazı parçalar, polis arşivleri ve yankesicilik üzerine notlar...»

Hırsız çetesinin ikinci reisi Süavi Süalp, senaryoyu yazmadan önce yıllarca inceleme yapmış, edindiği hırsızlık bilgilerini bu filme konu olarak vermiş...



Rejisör Nevzat Pesen, bir yandan filmde rol alan artistlerin makyajlarıyla ilgilenirken bir taraftan da bize teknik bilgi verdi:

- «Rejisörlük ve prodüktörlük hayatımın ilk renkli filmini yapıyorum. «Hırsız Prenses» i memleketimizde banyo ve kopya ettiriyoruz. Kartal Tibet ve Fatma Girik'le de ilk defa birlikte çalışıyorum. Bu Fatma'nın çevirdiği ilk renkli film...»

- «Şimdiye kadar kimler renkli film çevirdi?» diye sordu Fatma Girik... Rejisör Pesen:

- «Heyecan Başaran, Kenan Artun, Hülya, Selda, Ediz, Kartal ve sen...» diye anlatmaya başladı.

Biz de flaşı, makineyi toplayıp veda ettik. Sokağa çıktığım zaman, elimde olmadan, cüzdanımı, defterimi, kalemimi yokladım. Hepsi yerindeydi.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 3. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir