Hülya Koçyiğit’in Kardeşi Nilüfer Koçyiğit Sahneye Çıktı
- ''İlk defa bu akşam, burada sahneye adımımı atıyorum. Çok kısa bir zaman içinde hazırladım. Şüphesiz bazı hatalarım, bazı eksiklerim olacak. Ama henüz işin başındayım ve sizlerin hatalarımı bağışlayacağınıza inanıyorum.''
Ankara Japon Bahçesini hıncahınç dolduran dinleyiciler, sahnede mikrofonu eline alır almaz kendilerine bu şekilde hitap eden biraz dolgunca, uzun boylu, sempatik kızı çılgınca alkışlamaya başladılar... Eteğinin boyu, omuzlarına dökülen saçıyla aşağı – yukarı eşit uzunlukta olan; soyadı, adından daha da meşhur bu genç kız da, alkışların hızı geçmeden hemen ilk şarkısına başladı...
Evet ''Çıkıyor, çıkacak'' derken sonunda Nilüfer Koçyiğit de Ankara'da şarkıcılar kervanına katıldı. İlk gece için bütün Koçyiğit ailesi haftalardan beri seferber olmuştu. Tabii içlerinde en çok yorulanı yine ''anne Koçyiğit''ti. Melek Hanım gelen teklifleri uzun uzun inceleyip içlerinden en cazibini ayırmış, mukaveleyi imzaladıktan sonra afişleri bastırmış, kızının sahnede giyeceği elbiseleri hazırlatmış, ilk hazırlık çalışmalarında ve provalarda ''müşahit'' sıfatıyla hazır bulunmuş ve her şey istediği gibi olduktan sonra da kızının elinden tutup Ankara'ya uçuvermişti. Anne Koçyiğit'le en küçük kızı İstanbul'dan Ankara'ya uçarken en büyük kızı da Zonguldak'tan aynı İstikamete doğru hareket ediyordu. Karabük'te bir film çeviren Hülya, 15 Haziran günü Ankara'ya geldi ve ''Nilüfer'ciğinin'' ilk gecesinde ona moral verdi. Daha doğrusu küçük kardeşinin daha çok alkışlanmasını sağladı.
Nilüfer Koçyiğit sahnede bugüne kadar gördüğümüz şarkıcılar gibi hareket etmiyor. Dansları ve hareketleriyle de en az şarkıları kadar ilgi topluyor. Bu bakımdan önümüzdeki birkaç aylık süre Nilüfer'in sahnedeki kaderini daha kesin olarak belli edecek. Hiç belli olmaz, bakarsınız Nilüfer'i ilerde başarılı bir ''Show – girl'' olarak alkışlarız.
Nilüfer ilk gecesinin sonunda önce ablası Hülya Koçyiğit tarafından tebrik edildi. Hem de sahnede... Evet, program biter bitmez sahneye çıkan Hülya, küçük kardeşini yanaklarından öperek tebrik etti. Sonra da dinleyicilerin alkışlarına birlikte mukabele ettiler. Kuliste kendisiyle konuştuğumuz Nilüfer, ter içindeydi, heyecanını üzerinden atamamıştı. Buna rağmen sorumuzu hiç düşünmeden hemen cevaplandırdı:
- ''Sinema mı, sahne mi diye düşünmem bile... Elbette sinema. Benim asıl yerim sinemadır. Sahnede ne kadar başarılı olursam olayım, bu durum sinemadaki durumumu, Yeşilçam'daki yıllarımı tehlikeye düşürecek olursa hiç tereddüt etmeden sahneyi bırakırım...''
Nilüfer Koçyiğit sahne arkasındaki odasında bize bunları söylerken, annesi ve ablası da onu dikkatle dinliyorlardı. İlk geceki başarı, her ikisini de son derece mesut etmişti.
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 28. SAYISI