Mireille Mathieu Saldırıya Uğradı
Paris’in geniş caddelerinden birinde, gümüş rengi Citroen – Limousine kaldırıma yanaştı. Bu, ünlü Fransız şarkıcısı Mireille Mathieu’nün arabasıydı. Mireille’in adetiydi. Daima günün bu saatinde berbere giderdi.
Mireille arabadan indi. Ağır ağır 30 adım ilerdeki berbere doğru yürümeye başladı. Biraz dalgındı.
Günün en kalabalık saatiydi. Genç kız, insan seli arasında güçlükle ilerliyordu. Aniden önünde bir adam belirdi. Ve bir anda Mireille’in bileğinden yakalayarak sürüklemek istedi. Zavallı Mireille’cik neye uğradığını şaşırmıştı. Avaz avaz bağırmaya, genç adamın kuvvetli bileklerinden kurtulmak için çırpınmaya başladı.
Adam, Mireille'le başa çıkamayacağını anlayınca selameti kalabalığın arasına karışmakta buldu. Kaçarken de Mireille'in üzerine doğru, cebinden çıkardığı madeni bir cismi fırlatmayı ihmal etmedi. Olayı arabadan gören şoför, esrarengiz adamın peşine takıldıysa da caddeden akan otomobil selinde izini kaybetti.
Müthiş bir korku geçiren genç şarkıcı olaydan beş dakika sonra berberinin evinde baygın yatıyordu. Yarım saat sonra da Paris polisi suçluyu aramak için seferber oldu. Elde ise sadece madeni bir boru ve şahitlerin ifadeleri vardı.
Mireille ve şoförünün ifadelerine göre zeytin yeşili trençkot giyen adam sarı saçlı ve koyu renk kaşlı idi. Fakat koca Paris'te bu şekilde binlerce insan vardı. Adamın, Mireille'in üzerine fırlattığı madeni tüpte ise, değdiği yeri yakan (Vitriol) adlı kimyevi bir madde bulunuyordu.
Aynı günün akşamı Mireille'in Paris'in Neuiliy semtindeki evine tam yedi sayfalık bir tehdit mektubu geldi. «Mireille, yarın öleceksin» başlığını taşıyan mektup daha önce, nisan ayında gelen mektuba benziyor ve genç şarkıcıya pek yakında derisi yüzülerek öldürüleceğini haber veriyordu.
Paris cinayet masası uzmanlarına göre suçlu muhakkak bir akıl hastasıydı. Böylelerinin ise adi suçlulardan çok daha fazla tehlikeli oldukları bir gerçekti. İşte bu yüzden Paris polisi, her gece binlerce kişinin karşısına çıkan genç şarkıcıyı korumak için olağanüstü tedbirler almış bulunuyor.
Tehdit mektuplarına gelince, ardı arkası kesilmiyor. Her gün bir başka mektup, bir başka ifade. Fakat sonları daima aynı bitiyor: «Bizden asla kaçamayacaksın» diye.
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 45. SAYISI