Necla İz 6 Yıl Sonra Yurda Döndü

«Dikkat! Dikkat! 614 numaralı uçak şu anda meydana inmek üzere…» Hoparlörde konuşan kadın bu cümleyi tam üç defa anons etti. Saat, 18.10’du. Paris, Atina üzerinden gelen bu uçak altı yıldır, yurdundan uzaklarda olan sempatik şarkıcı Necla İz’i getiriyordu. Bir zamanların şöhretli şarkıcısı Ahmet Üstün’ün eski eşi olan Necla iz, Amerika ve dünyanın çeşitli ülkelerinde, altı yıl boyunca şarkılar söyleyerek bir hayli ün sağlamıştı kendisine.

Nihayet uçak büyük bir kartal gibi alana iniverdi. Az sonra da beyaz kürk mantolu, beyaz çizmeli, minyon tipli bir kadın belirdi. Elinde bir yığın paket ve iki ufak çanta taşıyordu. Bu, Necla İz’den başkası değildi.





Bir hayli heyecanlıydı... Merdivenin son basamağında birden durdu. «Zaman zaman memleketimin topraklarına tekrar ayak basacağımı düşünür, heyecanlanırdım,» dedi. Sonra sağ ayağını yavaş yavaş alanın beton zeminine uzattı.

Necla İz gerçekten heyecanlıydı, sevinçliydi. Gözleri sevinçten dolu dolu olmuştu. Alandan ayrılırken indiği uçağa dönüp baktı. Uçakta bir şey unuttuğunu sandık. O, bu bakışını gülerek şöyle açıkladı: «Uçağa böylelikle teşekkür etmek istedim. Tabii beni memleketime getirdiği için,» dedi.

Gümrükte, beraberinde getirdiği eşyalar kontrol edilirken, biz de kendisi ile konuşuyoruz:





- «İki büyük bavul eşyam arkadan gelecek. İçinde şarkı söylerken giyeceğim elbiselerim var.» Sonra etrafına bakındı, «Ne kadar değişmiş buraları» diyerek anlatmaya devam etti: «Bundan altı yıl önce annemi ve şimdi 16 yaşına basan oğlum Serdar'ı da alarak New York'a uçuvermiştim. Ne günlerdi. Hayli sıkıntı çektim. Önceleri İngilizcemi ilerletmek için dersler aldım. Sonra New York'ta bazı gece kulüplerinde şarkı söylemeye başladım.

«Şimdi dünyanın birçok ülkelerindeki Hilton ve Continantal Otellerinde, anlaşmalarım gereğince şarkı söylüyorum. Sayısını ben de unuttum, Avustralya ve Rusya hariç, dünyayı defalarca dolaştım. Bildiğiniz gibi 15 günlüğüne Hilton'a şarkı söylemek için geldim. İstanbul'dan sonra Tahran'a ve İsrail'e gideceğim. Sonra Uzakdoğu'daki konserlerim beni bekliyor» derken, gümrük memuru da kontrol işinin bittiğini bildirdi.





Necla İz'le ertesi gün, programına çıkacağı Hilton Oteli'nde konuştuk. Bize New York’taki evinin, müteahhitlik yapan İtalyan asıllı eşi Artur Conforti'nin, üç yaşındaki küçük oğlu Arturo'nun ve büyük oğlu Serdar'ın resimlerini gösterdi. «Çok mutluyum» derken, gözleri büyük camların dışında uzanan denize takılı kaldı. Konuşmasına neden sonra devam etti. «Eninde sonunda gelip memleketime yerleşeceğim. Şimdilik yaptığım mukaveleler buna mani. Eşim de istiyor, hatta o da kendisini bir Türk sayıyor. Çocuklarımla bilhassa küçük oğlumla evde hep Türkçe konuşuyorum. Yavrum bu yüzden İngilizceyi öğrenemedi.

«Ben dinine ve milletine bağlı bir insanım. İlerde buraya gelip yerleştiğim zaman, bir fabrika kurmayı düşünüyorum. Eşim bu konuda beni destekliyor,» dedi. Yapmacık bir vatan sevgisi halinden belli oluyordu.





Kalktık, bir otomobile binip birlikte Dolmabahçe'ye indik. «İstanbul'u gezip görmek istiyorum, hasretimi gidermek, istiyorum» diyordu. Dolmabahçe'de denizden esen rüzgarı bol bol ciğerlerine çekti. Ve sonra hafif bir sesle «Kavuşturana şükürler olsun» diye mırıldandı.

Necla İz gördüğü her şeye dikkatle bakıyor, «Burada eskiden şu yoktu. Ay! Bu da yeni yapılmış» diyerek sevincini belirtiyordu. Otomobilimiz Karaköy'e doğru ilerliyordu... Yaptığı müzik konusunda sorduğumuz soruyu da şöyle cevaplandırdı:



- «Özellikle hafif müzik şarkıları, popüler şarkılar söylüyorum. Türkiye'de takdim edeceğim programımda, bugün Amerika'da en çok tutulan bazı Broadway Showları yapacağım,» dedi. «Amerika'ya dönünce de, bazı Türkçe şarkıları plağa okuyacağım.»

Eminönü'ne gelmiştik. Otomobilden atladığı gibi, yeni yapılan yaya köprülerinden birine çıkıp Boğaz'ı tekrar seyretti. Vatandaşları arasında olmak, Türkiye'de olmak onu çok sevindirmişti. Necla İz işte uzun yılların hasretini böyle giderdi...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 52. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir