Ömür Göksel’in Yeni Tarzı

«Dön Bana», Ömür Göksel adının duyulmasına yetti de, arttı bile. Jack Jones’un ünlü parçası «Now, I Now» a kendisinin yazdığı Türkçe sözler ömür Göksel için belki de bir dönüm noktası oldu. Çünkü koyu bir caz ve Frank Sinatra hastası olduğundan, ünlü yıldızlar arasına girmesi – günümüzün şartlan icabı – mümkün değildi. Sonunda baktı ki olacak gibi değil, çalışmalarım popüler müziğe yöneltti. Ve bunda bir hayli de başarı kazandı. İşte örnekleri: «Dön Bana» ve «Bekliyorum».





Bütün meslektaşları gibi ömür Göksel'in de gecesi gündüz, gündüzü gecedir. Sabahları mutlak saat 11.30 da uyanır. Saat 11.25'de yatağa girse bile değişmez bu prensibi. Pijama giymeden yattığı için yataktan kalkar kalkmaz ilk işi giyinmek olur. Sonra elini, yüzünü yıkamaya sıra gelir. Annesinin hazırladığı kahvaltı onu beklemektedir. Tek evlat olduğu için üzerine çok düşülür. Kahvaltıda, ançuez, beyaz peynir ve çilek reçelini tercih eder. Bu arada dörder şekerli, dört bardak çayı da bir biri peşi sıra yuvarlar. Artık kahvaltı faslı sona ermiştir. Ellerine eldivenlerini geçirir ve çalışmaya başlar. Hayır, üşüdüğü veya operatör taklidi yaptığı için değil. Plaklarını çıplak elle tutmaya kıyamaz da ondan.



Üç - dört saat devamlı müzik dinler. Frank Sinatra'dan Beatles topluluğuna kadar olan müzik yelpazesi onu yormaya başlamıştır artık. Ayrıca, bir arkadaşı ile buluşacaktır. Titizlikle hazırlanır, ayakkabılarını parlatır ve sonunda kapının önünde bulur kendini. Gece saat 24.30'a kadar boş zamanı vardır. Genellikle bu süre içinde oyun oynar. Kuman fazlası ile sever. Bezik ve frap en sevdiği oyunlardır. Çok da iyi oynar. Kumardan başka içki içmeyi de çok sever. Ama ayyaşlık derecesinde değil tabii. Şimdiye kadar sarhoş olduğu görülmemiştir. Kendilerini kaybedecek derecede sarhoş olan insanlara karşı da derin bir nefret duyar.





Öğle yemeğini yemediği gibi, akşam yemeğinin belirli bir saati bile yoktur. Saat 18.00'de yediği gibi, gece yarısı aç olduğu aklına gelip masaya oturduğu çoktur. Evinde kızarmış patates olmadığı gün olmaz. Bunu öylesine sever ki, arkadaşları ona «Bugünkü patates nasıldı?» diye takılırlar. Sık sık saunaya gider. Daha çok içki içebildiği için saunanın çok büyük faydasını görüyormuş. Kitap okumalı, hiç sevmez. 4 yıldır eline masal kitabı bile almadığını söyler.



Sinemaya da pek sık gitmez. Unutamadığı film: «Tepedeki Oda». Her şeye güler, ama en çok güldüğü şey, anlaşılmayan esprileri anlamaya çalışan insanların halidir. Büyükbabası iyi bir ressam olduğu halde Ömür Göksel düz çizgi bile çizemez. Öğrencilik yıllan da pek başarılı geçmemiştir. Şişli Terakki, İngiliz Koleji, tekrar Şişli Terakki, Davutpaşa Ortaokulu, Sarıyer Ortaokulu, Beyoğlu Ticaret Lisesinde okumuş ve 1961 yılında Kadıköy Ticaret Lisesinden mezun olmuştur. Bir yıl da Almanya'daki Goethe Enstitüsüne devam etmiştir.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 3. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir