Behiye Aksoy’u Kandırdılar
Behiye Aksoy’un, renkli film kamerası karşısındaki rahat, samimi, inandırıcı oyununu gördükten sonra hayret ettim. Film bir «beyin ameliyatı» sahnesiyle başlıyordu. İzzet Günay, operatör rolündeydi ve «şarkıcı» Behiye Aksoy’u ameliyat ediyordu. Hastanın başucunda SES mecmuası sinema artisti yarışmalarının 1966 – 67 birincisi Sezer Güvenirgil de vardı. Sezer, bu filmde «Behiye Hanımın» kız kardeşi rolünde oynuyor… Behiye Aksoy, ufak – tefek minyon, tatlı dilli, şakacı, nüktedan bir hanım. Yalnız şarkı söylemesini değil, konuşmasını da çok iyi biliyor. Sorularıma cevap verirken biyografisini de açıkladı:
- «19 eylül 1933'te, İstanbul'da Çamlıca'da doğdum. Üsküdar 48'inci ilk ve Selimiye Ortaokulundan mezun olduktan sonra Ankara Radyosu'nun imtihanlarına girdim ve kazandım. 9 yıl Ankara'da kaldım. İstanbul'da ilk defa 8 yıl önce Maksim'de sahneye çıktım. Şimdiye kadar, bir filmde oynamam için çok teklifler aldım. Fakat istediğim ücreti veremedikleri için kabul etmedim.»
Biz konuşurken Behiye Aksoy'un başına sargılar sarılıyor, yardımcısı Madam Şamram da «hanımı»nın başından bir saniye ayrılmıyor:
- «Aman sigara kokulu bir şey olmasın, hanımım çok titizdir» diyordu. .Ameliyat masasına yatan Behiye Aksoy'u operatör İzzet Günay «beyin» ameliyatı yaptı. Behiye Aksoy:
- «Artık ameliyatla kalpler bile değişiyor, İzzet Bey, beynimin tümörünü alacağınıza bana vurdum duymaz birinin beynini takın da rahat edeyim!» diyordu. Bu sırada «narkoz» aleti çalıştı ve Behiye Hanım bayıldı.
Ameliyat bittikten, daha doğrusu ameliyatın sinema kamerasıyla renkli olarak çekilmesi bittikten sonra rejisör Aksoy: «Yarın stüdyoda filmin şarkıları 'play-back' olarak, yani önceden banda alınacak. Oraya buyurun.» Ertesi günü tam 10 şarkıyı (hem de defalarca) dinleyip bir «musiki ziyafetiyle» manen doyduk. Behiye Aksoy'u, daha önce, mikrofon başında, şarkı söylerken hiç görmemiştim. Karşısında, filmin müzik direktörü Metin Bükey, 15 kişilik «saz heyetini» idare ediyordu. Çok sesli müzikte kullanılan, gitar, akordeon gibi enstrümanların ilavesiyle orkestra modernleşmişti. Şarkıların aralarında «dinlenen» Behiye Aksoy, bir ara gülerek:
- «Parlak elbiselerimi burada göremiyorsunuz. Ama, Paris'ten, bu filmde giymek üzere hayli eşya aldım» dedi ve sorumuz üzerine aldıklarını açıkladı: 15 tuvalet, 14 gece elbisesi, 5 gündüz giyilecek spor kıyafet, üç kürk manto, vizon, astragan v.s...
- «Toplam olarak kostümlere ne sarf ettiniz?» sorusuna da önce birer birer hesapladı, sonra cevap verdi:
- «Filmde 300.(XX) liraya yakın bir ücret aldığınızı filmin prodüktöründen öğrendim. Öyleyse aldığınızı, hemen hemen, kostüme verdiniz» deyince güldü:
- «Renkli ve müzikal film yapmak zor şey... «Kederli Günlerim» de elimizdeki mevcut imkanı kullanmazsak seyircimize olan borcumuzu ödememiş olmaz mıyız?» dedi.
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 52. SAYISI