Milliyet gazetesinin düzenlediği «Liselerarası Hafif Batı Müziği Yarışması»nda birinciliği alan Ankara Fen Lisesi’ni geçen sayımızda tanıtmıştık. Bu hafta da bu yarışmada ikinci ve üçüncü oian İstanbul Erkek Lisesi ile Galatasaray Lisesi’nin elemanlarıyle tanışacaksınız.

İstanbul Erkek Lisesi Orkestrası, Liselerarası Hafif Batı Müziği Yarışması’nda ikinci oldu. Sedat, Adil, Tekin, Erdal ve Selim’den meydana gelen topluluğun ikinciliği alması, Lisede yılların hadisesi oldu.

Sedat, Adil, Erdal, Selim ve Tekin... İşte, 84. kuruluş yıldönümünde İstanbul Erkek Lisesine en güzel armağanı veren öğrenciler.

Sedat, Adil, Erdal, Selim ve Tekin... İşte, «1968 Liselerarası Hafif Batı Müziği Yarışması» İkincisi İstanbul Erkek Lisesinin beş öğrencisi.

İstanbul Erkek Lisesi, bütün yarışma boyunca yaptığı müzikle çok büyük ilgi topladı. Repertuvarlarına özellikle Artwoods topluluğunun parçalarını almışlardı. Gerek teknik gerek show olarak çok başarılıydı. Ne var ki vokallere gereken önemi vermemeleri, birinciliği kıl payı Ankara Fen Lisesine kaptırmalarına sebep oldu. Ama bas gitarda Sedat ve bateride Tekin'in başarıları dinleyicilerin dikkatinden kaçmadı.

İstanbul Erkek Lisesi orkestrasında «şef» yok. Topluluğun yöneticiliğini müzik öğretmeni Hadi Sünnetçioğlu yapıyor. Yarışmaya katılmak için çok çalışmışlar. Bu arada bazı derslere bile girememişler. Orkestranın bütün enstrümanları, elemanlarının kendilerine ait.

İstanbul Erkek Lisesi topluluğunun; en büyük üyesi Tekin, en uzunu Sedat, en küçüğü Adil ve en yakışıklısı ise Erdal.

• SEDAT ALOĞLU: 1950 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiş. Müzikle 4 yıldır uğraşıyor. 2. sınıfta okuyor. Fen bölümü öğrencisi. Sedat'ın şu anda tek düşündüğü şey, takılmadan okulunu bitirebilmek. Ondan sonra amatör olarak müzik çalışmalarına devam etmek istiyor. Toplulukta bas gitar. Arkadaşları ona «Harika Çocuk» diyorlar.

• ADİL ELİY ATKIN: Topluluğun en genci. 1951 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiş. Müzikle uğraşmaya 3,5 yıl önce başlamış. Lise 2 fen öğrencisi olan Adil’in ideali, hariciyeci olmak. Hedefine ulaşabilmek için durmadan yabancı dil çalışıyor. Adil topluluğun solo gitaristi. Lakabı «Eskimo».

• ERDAL KARAMERCAN: 1950 yılında İstanbul'da doğmuş. Okulun yatılı öğrencisi. 5 yıldan beri müzikle uğraşıyor. Lise son sınıf Fen bölümünde okuyan Erdal'ın en büyük arzusu kimya veya makine yüksek mühendisi olmak. Bütün dersleri «Pekiyi» imiş. İftiharla geçmediği yıl yok gibiymiş... Dersleri ile müziği el ele yürütebiliyor. Erdal'ın enstrümanı ritim gitar, aynı zamanda topluluğun solistliğini de yapıyor. Arkadaşları ona «Bebek» diye takılıyorlar.

• SELİM DERBENT: Topluluğun solisti. 1951 yılında İstanbul da dünyaya gelmiş. 3 yıldır müzikle ilgilenen Selim, aynı zamanda topluluğun organisti. Selim Derbent, gelecek yıllar için şu anda proje yapmıyor. «İyi bir meslek sahibi olayım, yeter,» diyor. Arkadaşları arasında adı: «Üzgün».

• TEKİN ARCA YÜREK: 1947'de İstanbul’da doğan Tekin, grubun en hareketli elemanı. 5 yıldır müzikle uğraşıyor. Topluluğun bateristi... Okulu bitirince de müzik hayatını devam ettirmek istiyor. Ama yüksek öğrenim yapmaya da kararlı. Tercih edeceği dallar tıp veya gazetecilik olacakmış. «Gazeteci olmaya çok merakım var. Zaten son sınıf edebiyat bölümünde öğrenciyim,» diyor. Lisanslı yüzücü ve boksör olan Tekin'in arkadaşları arasındaki adı, çaldığı enstrümanın bir parçası: «Pedal».

«Liselerarası Hafif Batı Müziği Yarışması»nda üçüncü olan Galatasaray Lisesi orkestrasının yaş ortalaması 19. 5 kişilik bu amatör topluluğun en neşeli üyesi Mehmet Kalmuk, en iddialı üyesi ise Cengiz Yılmaz.

Galatasaray Lisesinin bundan sonraki kuruluş yıldönümlerinde artık yeni yeni isimlere rastlayacağız... «Keçi» Mehmet, «Kel şarkıcı» Süha, «Mayk» Cengiz, «Asker» Haluk ve «Maymun» Erdal.. Aradan yirmi, otuz, elli yıl geçse bile, bu isimler Galatasaraylıların hafızalarından silinmeyecek, daima şükranla yadedilecek...

Mehmet, Süha, Cengiz, Haluk ve Erdağ şu anda Galatasaray Lisesinin beş öğrencisi. Fakat, kendilerini öteki öğrencilerden ayıran bir özellikleri var... Galatasaray Lisesi orkestrasının elemanları oluşları.

Galatasaray Lisesinin ve İstanbul'un yüzünü «Liselerarası Hafif Batı Müziği Yarışması»nda ağartan bu beş amatör müzisyen, finallerin yapıldığı üç büyük şehirde hayli takdir topladılar. Yarışmaya kendi besteleriyle katılmaları onlan finale kalan diğer liselerden ayırdı, üçüncülük tahtına oturttu...

Şimdi hep birlikte 5 Galatasaraylı amatör müzisyeni kendi ağızlarından tanıyalım:

• «Adım, Süha Doratlı. 1950 yılında Ankara'da doğdum. 11-Fen, yatılı öğrencisiyim. Müzikle ilgilenmeye lise birinci sınıftayken başladım. Armonika çalarım, ama şu anda topluluğun solistliğini yapıyorum. Okulu bitirince Teknik Üniversiteye gitmek istiyorum. Fakat müziği bırakacak değilim. Amatör olarak, hayatım boyunca müzikle uğraşacağım. Bu arada bazı besteler de yaptığım oluyor. Amour Desespere, Je Veux Partir, Dame Musique ve Elma Dersem adlarını taşıyan bestelerim var.»

• «Adım, Cengiz Yılmaz. 1950 yılında İstanbul'da dünyaya gelmişim. Müzikle uğraşmaya iki yıl önce başladım. Şimdi ritim gitar ve armonika çalıyorum. En büyük merakım ve idealim kompozitörlük. Ortaokulda müzikten bütünlemeye kalmış olmama rağmen şu anda 10 tane bestem var. Yarışmada çaldığımız iki beste de bana aittir. Bunlar «Bafceth» ve «Zazie». Okulu bitirince mutlaka gazeteci olacağım.»

• «Adım, Haluk İşmen. 1950 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldim. Toplulukta solo gitar çalıyorum. Okulu bitirince inşaat mühendisliği dalında öğrenim yapmayı arzuluyorum. İdealim, cemiyete faydalı ve mütevazı bir insan olabilmek. Otomobiller ve çiğ köfte üzerinde geniş bilgim var. Özellikle 'Matra' ve ’İso Giriffo' marka arabalar rüyalarıma girer.»

• «Adım, Erdağ Duru. 1950 Kayseri doğumluyum. Müziğe başlayalı henüz iki yıl oldu. Şimdiki enstrümanım bas gitar. Okulu bitirince ne olacağımı hiç düşünmedim. İki büyük merakım vardır: Biri araba kullanmak, öteki pul biriktirmek. 'Jaguar’ ve ’Mustang' marka arabaları hiç bir şeye değişmem.»

• «Benim de adım Mehmet Kalmuk. 1948 yılında İstanbul'da dünyaya gelmişim. Müzikle 4 yıldır uğraşmaktayım. Son derece konuşkan ve neşeliyimdir. Benim bulunduğum her toplantıda kahkahadan geçilmez. Sporun her dalıyla uğraştım ve uğraşmaktayım da... Yalnız futbola aklım ermez. Denizi çok severim. Yelken kullanmak en büyük zevkimxdir. Okulu bitirince hariciyeci olmak istiyorum.»

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 14. SAYISI