Warren Beatty Sonunda Akıllandı
«Bonnie and Clyde» isimli filmin Londra, New York ve Paris’teki muhteşem galalarından sonra dünya gazetelerinin sinema sütunları da Warren Beatty‘yi göklere çıkaran yazılarla doluverdi… Ünlü komedyen Shirley MacLaine‘nin uçarı çapkınlığıyla şöhret yapmış yakışıklı kardeşi bu son filminde kendisinden beklenmeyecek derecede başarılı bir oyun çıkarınca aktörün yakınları dahil herkes şaşırmıştı. Çünkü ilk filmlerindeki başarılarından sonra şöhretten başı dönen genç aktör, meslek hayatına gerektiği kadar önem vermemeye başlamış, cezip tozmaktan, gülüp eğlenmekten başka bir şey düşünmez olmuştu…
İngiliz asıllı artistlerden Joan Collins ile uzun bir süre nişanlı kalan Warren Beatty, bir yandan da sinema dünyasının sayılı güzelleriyle gezip tozmayı ihmal etmemişti... Ablası Shirley, MacLaine: «Kardeşimle ben hiç bir zaman anlaşamamıştık. Warren, ben dahil kimsenin sözünü dinlemez. Daima aklından geçeni yapmak ister» şeklinde sözler söyleyerek Warren için büyük ümitler besleyen filmcileri hayat kırıklığına uğraşmıştı.
Warren Beatty uzun bir süre «Hollywood'un uçarı çapkını» «Modern Kazonova» olarak kendinden bahsettirdi. Maceraları sık sık dergilerde, gazetelerde yer aldı.
Uçarı çapkın, Natalie Wood ile «Splendor on the Grass» (Çimenlerin Üzerindeki Şahanelik) isimli filmi çevirirken genç kadınla hissi bir bağ kurmayı başarmıştı... Hatta Natalie Wood, Warren Beatty uğruna eşi Robert Wagner'den ayrılmayı bile göze almıştı. Tabii, Warren Beatty'yi yakından tanıyanlar bu olayı hiç yadırgamadılar. Warren'in rol arkadaşına aşık olması ve rol arkadaşının da onun uğruna yuvasını yıkması pek sık rastlanmasa da olağan hadiselerdendi... Fakat aradan bir hayli zaman geçip de Warren Beatty, Natalie ile evlenmekten söz etmeyince, durum değişti... Artık genç aktör, aşktan başı dönen bir delikanlı gibi değil de yuva yıkan maceraperest bir çapkın olarak tanınmaya başlandı.
Natalie de Warren'in bu ters tutumu yüzünden hayli tenkide uğramış, hatta bir ara şöhretini bile kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya gelmişti. İşte bunun için sevgilisini terk etti. Natalie, iki yıldan fazla süren bu maceradan sonra Warren'den ayrılmasını garipseyenlere: «Warren çocuk ruhlu bir delikanlı. Hiç bir zaman bir ailenin mesuliyetini omuzlarına yüklenemez. Bu durumda onunla ilgimi kesmekten başka çare göremiyorum...» demişti.
Warren Beatty ile tanışıncaya kadar evine ve çocuklarına bağlılığı, ağır başlılığıyla tanınmış olan Leslie Caron, nasılsa Warren'in tatlı sözlerine kamp her şeyi unutuvermişti... Leslie Caron'un evini terk edip Warren Beatty ile sevişmesi sinema dünyasında çok sert tepkiler yarattı. Genç kadın havası içinde günden güne şöhretini kaybetmeye başladı. Sevgililer uzun bir süre Avrupa ile Amerika arasında mekik dokudular. Leslie Caron: «Ben ancak Warren'i tanıdıktan sonra yaşamaya başladım dedi ve böylece hislerini de açığa vurdu. Fakat besbelli Warren Beatty evlilik boyunduruğundan hiç hoşlanmadığı için evlenme meselesini uzattıkça uzattı. Günün birinde gazetecilere «Leslie isterse onunla evlenebilirim» deyince, bu tatlı macera da sona erdi. Leslie Caron, Warren Beatty'yi terk etti.
Tıpkı Natalie macerasından sonra olduğu gibi, Leslie tarafından terk edilince, genç adam kendini tamamen mesleğine verdi. Ve çevirdiği film piyasaya çıkmadan herkes onun aktörlükteki başarısını övmeye başladı. O kadar ki birçokları önümüzdeki yıl, Warren Beatty'nin Oscar armağanını kazanmasının mümkün olduğunu bile söylemektedirler. Böylece sinemanın ünlü çapkını «Modern Kazonova» hüviyetinden sıyrılıp ablasına layık bir kardeş olma yolunda hızla ilerlemeye başladı. Fakat bu ne kadar devam edecek? Herkes bu soruya: «Yeni bir maceraya kadar» cevabını veriyor.
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 46. SAYISI