İzzet Günay Şart Koştu




Yılda 240 – 250 film çevrilen Türk sinemasının, gerçekten filme benzeyen filmleri, 3’ü 5’i geçmez. Bugünlerde bu 3-5 filimden biri, «sahici bir film» çevriliyor. Adı: «Dolmuş Şoförü»… Filmin baş oyuncusu İzzet Günay’ı tanırsınız. Ama, rejisörü Alp Zeki Heper, yerli sinema yıldızları kadar ünlü değildir. Onun için sanat kişiliğine kısaca dokunuverdim: 1939’da İstanbul’da doğan Zeki Heper, 1957 – 58’de Galatasaray Lisesinden mezun olduktan sonra, İsviçre’de Lozan Sinema tekinde çalışmış, sonra Paris’ teki İDHEC Sinema Okulunu birincilikle bitirmiştir.






Paris’te çevirdiği «Bir Kadın» ve «Şafak» isimli filmleri İDHEC yarışmasında birinci seçilmiştir. Zeki Heper, memlekete döndükten sonra «Soluk Gecenin Aşk Hikayeleri» adlı, henüz vizyona girmemiş bir filmi geçen yıl kendi hesabına çevirmişti. Bugünlerde İzzet Günay ile çevirdiği «Dolmuş Şoförü», yerli sinemanın üç – beş günde yapılmış sözde filmlerinden biri değil, üzerinde bir yıl çalışılmış; konusu, mizanseni, diyalogları en ince manalarına kadar büyük bir bilgi ve ehliyetle ölçülüp biçilmiş bir büyük eser… Zeki Heper’in Yeniköy’deki yalısında, İzzet Günay’la birlikte konuştuk. İzzet Günay, filmin «yaratılmasında» sadece oyuncu olarak değil, arkadaş ve yardımcı olarak da ayrıca çalışmış. İzzet:






– «Madem ki dolmuş şoförü rolünü yapıyorum. Fakirliğim ile tam tezat olması için bizim hurda dolmuş kocaman bir Cadillac marka olsun!» demiş ve koca İstanbul’u alt üst edip, devlet dairelerinden birinin satışa çıkardığı, «eski bir bakan» arabasını almışlar. Filmin büyük kısmı, bu yaz sıcağında fırın gibi yanan eski model Cadillac içinde geçmiş. Karaköy’de İzzet’i, saç, sakal birbirine karışmış gören trafik polisleri tanımışlar:






– «Aman İzzet Bey, ne oldu sana? O canım Mercedes’i satıp bu 20 yıllık Cadillac ile dolmuşçu mu oldun?» demişler; ama ikinci bir arabada sinema kamerasını ve rejisörü görünce ayakları suya ermiş… Etraftaki diğer dolmuşçu şoförler:

– «Arslan İzzet ağabey, bizim çektiğimiz çileyi, dünya aleme göstermek, bizi tanıtmak için bu yaz güneşi altında terleyip duruyorsun!» demişler.

Filmin sonunda, İzzet, Karaköy Meydanında arabasının içinde ölüyor. İzzet’e «Dolmuş Şoförü» hakkındaki fikrini sorduk:






– «Hayatımın en güzel filmi» diye başladı ve uzun uzun anlattı. Tam 45 iş günü çalışmış.

«Dolmuş Şoförü», Erman Film Stüdyosunda yüksek ücretle, özel olarak develope edilmiş ve İzzet Günay 45 gün için 45.000, Fatma Girik 15 iş günü için 15.000 lira almış. Filmin maliyeti 200.000 lirayı buluyor. Bir «dolmuş şoförü» için hayli büyük bir para.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 28. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir