Asi Kız Julie Christie Yola Geldi




Şehre gelir gelmez, yanındakilere üçüncü sınıf otellerin bulunduğu semtleri sordu. Adresleri aldıktan sonra da bavullarını bir taksiye yerleştirip menajerinin hayretle onu süzdüğünü de görmemezlikten gelerek şoföre biraz önce öğrendiği adreslerden birini verdi. Şehrin en tenha semtinde en ucuz otellerinden birinde meraklı gözlerden uzakta, hiç kimseye kendini tanıtmadan birkaç gün dinlenmek istiyordu. Daha sonra filim çalışmaları başlayınca da otelini değiştirmesine lüzum olmadığını düşünüyordu… Öyle ya, insanlar diledikleri yerlerde, diledikleri şekilde yaşamakta serbesttiler… Menajer, İngiliz asıllı ve Oscar sahibi yıldız Julie Christie’nin San Francisco’ya ayak basar basmaz mevkiine hiç de uymayacak bir şekilde davranmasına ses çıkarmadı. Nasıl olsa genç kadın bu kararından er geç cayacak ve yaptıklarına pişman olacaktı… Şimdi varsın bir geceyi San Francisco’nun batakhanelerinden birinde geçirsindi… Ertesi sabah durumun değişeceği muhakkaktı…






«Dr. Jivago» ve «Darling» filmlerinin şöhrete ulaştırdığı Julie Christie, yirmi altı yaşında sinemanın en asi genç şöhreti olarak isim yapmıştı. Hiç bir kaideye, hiç bir geleneğe uymadan yaşamak istemesi zaman zaman aleyhinde söylentilerin çıkmasına yol açıyor ve Julie’ye film çevirtmek isteyen rejisörler de onun çirkin dedikodulara hedef olmasını hiç hoş karşılamıyorlardı…

Julie Christie aynı zamanda çok da inatçıydı… Dr. Jivago filmini tamamladıktan sonra menajeri bir otomobil satın alması gerektiğim söylemiş, «Artık ünlü bir yıldızsınız, sokaklarda yürümeniz, otobüslere, motorlara binmeniz doğru değil. Kendi özel otomobilinizle dolaşmanız şart… Sinema seyircileri, sevdikleri şöhretlerin böyle kalabalık arasında kendileri gibi dolaşmalarından hoşlanmazlar.» demişti.






Julie Christie, menajerini dikkatle dinlemiş ve belki de ömründe ilk defa karşısındaki şahsa «evet haklısınız» demişti. Sonra da hemen elden düşme ucuz araba satan garajları dolaşmaya koyulmuştu… Birkaç gün sonra Julie, 1939 model bir Ford’la stüdyoya gelince menajer, Julie’ye nasihat verdiğine vereceğine pişman olmuş, «Siz gene bu arabaya binecek yerde stüdyoya yürüyerek gelseniz daha iyi olacak» demişti.

Ama araba sevdası bir kere Julie’nin kalbine işlemişti… 1939 model Ford’u geri verdikten sonra Amerikalı gangsterlerden Al Capone’un kullandığı arabalardan birini bulmak hevesine kapılmış ve bir hayli aradıktan sonra da isteğine kavuşmuştu.



Sinemanın asi yıldızı Julie Christie’yi Al Capone’un arabasında görenler, «Eh şimdi her şeyi tamam oldu» diyorlardı, «bu kız asiliği yüzünden şöhretini kaybederse hiç şaşmamalı…»

Aşk ve evlilik konusunda da son derece muhafazakar davranın Hollywood yetkililerinin düşüncelerini, inançlarını da Julie hiçe saymıştı… Avrupa’dan Amerika’ya göç eden yıldızların birçoğu özel hayatlarını düzene sokmak için bin bir zahmete katlanırlarken Julie, Don Bessant adındaki resim öğretmeni ‘arkadaşım ve akıl hocam’ diye Hollywoodlulara tanıtmış ve rejisörlerin, şirket sahiplerinin itirazlarına aldırmadan orunla bir çatı altında yaşamaya devam etmişti… Julie Christie gazetecilerden de durumu saklamaya lüzum görmemiş, «Don Bessant ile gayet iyi anlaşıyoruz. Aramızdaki dostluğu evlilik bağlarıyla bozmaya hiç niyetim yok.» deyip eklemişti: «Şimdi en büyük isteğim çocuk sahibi olmak.»






İngiliz asıllı rejisör Richard Lester, Julie Christie’yi «Petulia» isimli filimde oynatmayı kararlaştırdıktan sonra ise durum değişti. Richard Lester, önce Julie’nin San Francisco’da bir otelde yerleşmesine ses çıkarmadı. Fakat filmin çekimine geçildikten sonra yıldıza, «Senin stüdyodan çok uzakta oturman işleri zorlaştırıyor» dedi, «bana kalırsa stüdyo civarında bir eve yerleşmen daha doğru olacak… Hemen telaşlanma, öyle lüks bir eve değil, mütevazı bir eve yerleşeceksin. Sonra tek başına yaşaman da doğru değil. Don Bessant devamlı yanında kalamadığına göre sana bir kız arkadaş bulmak gerekiyor…»

Julie Christie, Richard Lester’in tekliflerinin hiç birine ‘hayır’ diyemedi. Şirkete kontratla bağlıydı ve rejisörün isteklerine boyun eğmek zorundaydı. İngiltere’den arkadaşı Diane Jones’un da San Francisco’ya gelip onunla beraber oturmasına razı oldu. Hatta garajdan Al Capone arabasının kaldırılmasını da sessizce seyretti ve stüdyodan gönderilen son model arabayı kullanmayı kabul etti…



«Far From the Maddening Crowd» (Çıldırtan Kalabalıktan Uzakta) isimli filmden sonra «Petulia» isimli filmde başrol oynamaya başlayan Julie Christie, sinemada şöhreti devam ettirebilmek için bazı şartlara boyun eğmek zorunda olduğunu nihayet anlamıştı… Julie yakınlarının tavsiyesiyle, ağır başlı bir hanımefendi havasına büründü. Julie Christie, son günlerde, «Ben evlenecek ve şurada oturacağım, şöyle yapacağım» diye konuşmaya başladı… Bu da asi kızın yakında dünya evine girmeye hazırlandığını göstermektedir.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 27. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir