“Balık Adamların Kralı” Ayhan Işık
Kısmeti «Kral»lı filmlerden açılan Ayhan Işık, o gün de «Krallar Ölmez»in son sahnelerini çeviriyordu. Ekip, film şirketinin yazıhanesinde toplandıktan sonra bir minibüse binilerek Trabya’ya hareket edildi. Yolda Ayhan Işık da ekibe dahil oldu.
Günlüğü 250 liradan kiralanan deniz motoru sahilde demirlemiş, duruyordu. Filmin prodüktörü Işık Toraman’ın dışında herkes «motor» denince normal boyda bir motor kiralandığını zannettiği için hücumbotundan bozma motor azmanını görünce şaşırdı. 250 beygirlik motor saatte 17 mil hızla gidiyordu. Başaltında normal bir oda büyüklüğündeki oturma yeri, mutfağı ve salonu ile adeta «yüzer ev» gibiydi. Ekibin tek kadını Semiramis Pekkan:
– «Kaç kişi yatar bu motorda?» diye sordu, kaptandan.
– «13» cevabını alınca herkes sayısının uğursuzluğuna falan bakmadan hesaplamaya başladı. Sonunda otelde kalmaktansa günlüğü 250 liradan bu motoru kiralamanın her bakımdan «hesabı» olduğuna karar verildi ve ilk fırsatta yaz tatilinin müştereken bu motorda yapılması kararlaştırıldı. Bu konuda liderliği Ayhan Işık yapıyor:
– «Yaz tatili için bu motordan ideal yer olmaz. İnsan anlaştığı arkadaşlarıyla motoru kiralayıp nefis bir tatil yapar» diyordu.
Çubuklu’da Deniz Kuvvetlerinin Dalgıç Okuluna uğradık. Oradan bir dalgıç ve iki balıkadam elbisesi alındı. Rejisör Ertem Göreç daha evvelden gelip filim çekilecek yerini tespit etmişti. Onun için kaptana nereye gidileceğini tarif ettik. Nihayet Ambarlı yakınlarında demir atıldı. Semiramis, Işık Toraman’a fısıl fısıl bir şeyler söylüyordu. Semiramis’in isteğinin ne olduğu biraz sonra anlaşıldı. Prodüktör:
– «Pekala! Ben Ertem Beyden müsaade alırım. Ama başaramazsan da yakaladığım gibi yallah denize atarım.» dedi. Semiramis Ayhan Işık’ın rolünü pek sevmiş. «Bari ilk provada ‘Ayhan ağabey’ in yerinde ben oynayayım» diyormuş.
Ertem Göreç ilk provada onun oynamasına müsaade etti ama, ne yapıp yapıp Semiramis’i denize atmaya karar vermiş olan Işık Toraman bir emrivaki yapıp:
– «Olmadı değil mi Ertem Bey?» deyip Semiramis’i yakaladığı gibi denize fırlattı.
Bunlar olurken Ayhan Işık bir köşede buram buram terliyordu. Bir taraftan havanın, bir taraftan giydiği lastik balıkadam elbisesinin sıcaklığı sinemamızın şöhretli «Kral» mı terden gözükmez hale getirmişti.
Teri kurulandı. Motor üstünde bir iki plan çekildi. Sonunda rejisör Ertem Göreç:
– «Ayhan Bey» dedi. «Şimdi siz denize girin. Su altından motora gelecek ve kıçtan gireceksiniz. Biz de kamera ile sizi takip edeceğiz.»
Ayhan Işık tam denize atılıyordu ki Dalgıç Okulundan alman «müşavir» Assubay işe karıştı:
– «Ağırlık almamışsınız. Ayhan Bey, böyle dalınmaz ki» dedi. Herkes şaşırmıştı. Assubay izah etti. Balıkadamlar denize dalarken su altında kalabilmek için bir ağırlık alırlardı. Aceleyle bu unutulmuştu. Tam ne yapacaklarını düşünürken Assubay Ayhan Işık’ı bir daha «askerce» muayeneden geçirdi ve:
– «İyi ki atlamadınız.» dedi. Baksanıza oksijen tüpünü de unutmuşlar. Maazallah boğulurdunuz.
Ayhan Işık’a önce oksijen tüpleri takıldı. Her şeyin yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra as subayın sözlerini dinleyen Ayhan denize daldı. Uzun bir çalışmadan sonra rejisör Ertem Göreç’in dedikleri yerine getirilmiş ve polisiye filmin deniz sahneleri çekilmişti.
Herkes işe daldığı için kimse acıktığının farkına varmamıştı. Dönüşte Semiramis Pekkan:
– «Amma da karnım acıktı!» deyince herkesin midesinin bomboş olduğunu hatırladı. Çaresiz Kumkapı’ya yanaşıldı. Başta Semiramis’le Ayhan olmak üzere motordaki herkes koşar adım sahile çıktı ve en yakın simitçinin başına üşüştü. Beş dakika sonra simitçinin tablası bomboştu.
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 28. SAYISI