Devlet Devrim Yabancı Filmlerin Gediklisi Oldu
Son yıllarda memleketimize yabancı filmciler geliyor. İstanbul’da ve Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde, kendi artistlerinin yanına birkaç yerli sinema oyuncusu koyarak renkli, sinemaskop filmler çeviriyorlar. Yabancı filmcilerin hemen her filmine giren «gedikli» yerli film oyuncuları var. «Rusya’dan Sevgilerle» ve «Topkapı» filmlerinden tutun, «Hafif Süvari Alayı»na ve «Şeytanın Bahçeleri» ne kadar hemen her yabancı filmde Hasan Ceylan, Senih Orkan, Danyal Topatan ve Memduh Ünsal adlı oyuncuları görebilirsiniz. Kadınlara gelince, bazı figüranlar yabancı filmlere arada sırada girmiştir. Ama, İstanbul ve Anadolu’da çevrilen yabancı filmlerin «gedikli oyuncusu» Devlet Devrim’dir.
Geçenlerde bir film setinde Devlet Devrim’in bu «özelliği» konuşuluyordu. Birisi:
– «Devlet Devrim, yabancı filmcilere yerli artist bulan komisyoncularla iyi arkadaş da ondan…» dedi. Büyükdere’de, Bilezikçi Çiftliği’nde bir yerli filmde çalışan Devlet Devrim’e bunu söyledik. Önce güldü, sonra:
– «Yabancı filmciler beni tipimden dolayı filmlerine kabul ediyorlar. Hani, Amerikan filmlerinde Tahitili, Japonyalı kızlar vardır ya? Konu oralarda geçerken filmin jönü ‘yerli kızlardan’ biriyle bir süre perdede görünür. Sonra kendi milletinden bir kızla evlenir. Beni yabancı filmciler, yıllar önce oynadığım bir filmde görmüşler. İstanbul’a geldikleri zaman:
«- ‘Türk tipini temsil edecek bir kız arıyoruz. Simsiyah saçlı, esmer ve güzel…’ diyorlarmış. Yabancı filmcilerle işbirliği yapan yerli filmciler de beni tavsiye ediyorlar ve böylece memleketimizde çekilen bütün yabancı filmlerde oynamış oluyorum. Son defa Fransızlarla çalıştım. Rejisör beni görür görmez:
«- ‘Tam hayalimdeki Türk tipisiniz… Ben Virna Lisi’yi oynatacaktım. Angajmanı olduğu için gelemedi. Sizi tanıdığıma memnun oldum’ dedi.»
Devlet Devrim, «Doğu atmosferi» taşıyan bir tip… Boyasız, siyah saçları, çok koyu teni ve açık yeşil gözleriyle «egzotik» diye vasıflandırılan bir görünüşü var… Ağır, sakin davranışları, yumuşak, kadife sesiyle yavaş yavaş vamplıktan «masum kız» rollerine geçmeye başladı. Tıpkı Sevda Ferdağ gibi… Yabancı filmlerin hepsinde «saf kız» rolüne çıkıyordu. Yerli filmciler «vamp» olarak oynattıkları genç kadının masum kız rolünde daha çok «yerine oturduğunu» görünce Devlet’in hem kısmeti açıldı, hem de yerli sinemadaki tipi değişti. Şimdi her gün filmden filme koşuyor. Artık onun bir evi, pahalı eşyaları, zengin gardırobu var.
– «Ötekilerden neyim noksan? ‘Genç kız’ rolüne çıkan öyle yıldızlar var ki şişmanlayıp, objektiflere sığmaz oldular. Siz yerli sinemadaki genç kızların isimlerini sayın, ben de onların kilolarını söyleyeyim! Zaten sinema kamerası insanı olduğundan şişman gösterir. Hiç Avrupalı bir sinema yıldızı kadının, bizdeki kadar tombul olduğunu gördünüz mü?» diyor.
Şöyle bir düşündük. Devlet Devrim’in de dediği gibi, bizim «Star»ların birçoğunda vücut güzelliği diye bir şey kalmamıştı. Hem de daha 20-22 yaşlarında… Ya ileride ne olacaktı bunlar?
Ayrılırken Devlet Devrim:
– «Bundan sonra sıra bizde… Artık Anadolu seyircisi bile kötü film istemediği gibi, şekli – şemaili bozulmuş kadın oyuncuyu görmeye tahammül edemiyor…» dedi.
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 33. SAYISI