Dünya Sinema Tarihi



DENİZE GİRMEYEN GÜZELLER: Mack Sennett'in 'komik Polisler'i çok büyük ilgi toplamıştı, ama bir süre sonra sadece erkeklerden kurulu olan bu polis kadrosu seyircilere yavan gelmeye başladı. Ne kadar komik olurlarsa olsunlar, Komik Polisler'de seyircinin aradığı cazibe yoktu. Mack Sennett, bu polis kadrosunu dağıttıktan sonra «Yüzen Güzeller» kadrosunu kurdu. Sansür, genç kızların filmlerde denize girmelerine izin vermediği için Mack Sennett'in güzelleri de deniz kenarında dalgalara arkalarını dönüp kameraya poz veriyorlardı... Daha sonra Mack Sennett, yüzmeyen yüzücüleri bir dans topluluğu haline getirdi... Güzeller kamera karşısında yüzmüyorlardı, ama dansları genç erkeklerin yüreklerini hoplatıyordu.





GÜZELLİK MÜSABAKALARININ ÖNEMİ: Bugün bile güzellik yarışmalarının artistliğe giden en emin yollardan biri olduğunu düşünenler çoğunlukta... Öyle ya, gövde gösterisi yaparcasına cümle alemin ortasına çıkıp güzelliğini ispat etmiş bir genç kız, bu işe hevesli birçok hemcinsinden daha fazla şanslıdır. Günümüzün yerli yabancı artistlerinin hayat hikayelerine şöyle bir göz atılacak olursa çoğunun kaderini bir güzellik yarışmasının değiştirdiği görülür. Sessiz sinema devrinde de güzellik yarışmaları sinema artisti olmaya heves edenler için önemli bir şöhret yolu sayılıyordu... Güzel bir yüz ve güzel bir vücut sessiz sinemada başarı kazanmaya yetiyordu. Sessiz sinemanın şöhretlerinden Clara Bow, Corinne Griffith, Claire Windsor, Mary Philbin ve Gertrude Olmsted, bu yolla sinemaya geçen ilk şöhretlerdir. Bu yüzden o zamanın Hollywood'unda güzellik yarışmalarını hikaye eden filmler çevirmek moda olmuştu.





CHARLIE CHAPLIN'E RAĞBET ARTIYOR: Genç komedyen Charlie Chaplin, Mack Sennett ile bir yıllık kontrat imzalamıştı. Günler çarçabuk geçip bir yıl dolunca Mack Sennett'e de Charlie Chaplin'in kontratını yenilemek için harekete geçmek düştü. Ve Essanay Şirketinin sözcülüğünü yapan aktör G. M. Anderson (nedense arkadaşları arasında Broncho Billy adıyla anılıyordu) Charlie Chaplin'i bir köşeye çekip ona o zaman için hayli cazip olan bir teklifte bulundu... Haftada tam 1250 dolar ücret veriyorlardı. Tabii, Sennett'den haftada 150 dolar alan Charlie Chaplin, hiç düşünmeden Essanay Şirketiyle kontratı imzalayıverdi. Artık Essanay Şirketinin elinde üç kuvvetli aktör vardı. Bunlar, soldan itibaren Francis Bushman, Charlie Chaplin ve G. M. Anderson (Broncho Billy) dir.





CHAPLİN'İN YERİNE: Charlie Chaplin'in Essanay Şirketine transferi Mack Sennett'i güç durumda bırakmıştı. Hiç vakit kaybetmeden en az Charlie Chaplin kadar kadar kabiliyetli bir komedyen bulmak zorundaydı. Bereket ki, Ben Turpin şaşı gözleriyle çarçabuk seyircilerin dikkatini çekti. Turpin'in bir başka özelliği de sık sık, hem de en tehlikeli şekillerde düşüp hiç bir yerine bir şey elmadan sapasağlam ayağa kalkabilmesiydi... Tıpkı bir cambaz gibi... Filmde Ben Turpin, yere düştükçe seyirciler de kahkahayı koyuveriyorlardı. Bir doktor, basit bir ameliyatla Ben Turpin'in gözlerindeki şaşılığı giderebileceğini ileri sürmüştü, ama ünlü komedyen akıllı davranıp en önemli kazanç kaynağı olan şaşı gözlerine kimsenin elini değdirtmedi.





KUMSALDA YÜZME ÖĞRETİMİ: Sinema seyircisinin deniz görülen filmlerden hoşlandıkları kısa zamanda anlaşıldı. Bir de şu sansür üyelerini kandırabilseler de yüzmeyen güzelleri, yüzen güzeller hüviyetine sokabilselerdi, işte o zaman filmcilerin işleri işti... Fakat sansür heyeti üyelerini ikna etmek, deveye hendek atlatmaktan daha zordu... Bunun için filmciler yüzdürme işine el atmadılar. Güneşli kumsallarda denizli filmler çevirip seyirciyi oyalama yoluna gittiler. Bu çeşit filmler için California'nın Venedik kıyıları tam biçilmiş kaftandı. Mack Sennett'in şaşı gözlü komedyeni Ben Turpin de bu çeşit filmlerde rol alıyordu... Gördüğünüz fotoğrafta Ben Turpin, plajda hayat kurtarma kadrosunda çalışan bir elemanı canlandırmaktadır...





KARDEŞLER SALTANATI BAŞLIYOR: Bir aileden bir kişi sinemada isim yaptı mı, filmciler, bütün aile efradını alıcı gözüyle inceleyip artistin kardeşleri arasında sinemaya geçmek isteyenlerin bulunup bulunmadığını araştırırlar... Filmciler araştırmasa bile şöhretli ablanın ya da ağabeyin izinden yürümek isteyen kardeşler mutlaka çıkar... Bugün yerli ve yabancı sinemada pek çok şöhretli kardeş ismi sayabiliriz... Fakat Birinci Dünya Savaşı yıllarında sinemada kardeşler saltanatı henüz başlamamıştı... Ancak «The Diamond From the Sky» isimli senaryo on bin dolarlık bir armağan kazanınca bu eseri filme almak önemli bir iş oldu... Başrolde Mary Pickford'u oynatmak istiyorlardı... Mary Pickofrd, oynayamayınca, artistin kardeşi Lottle'ye gün doğdu... Kabiliyetli değildi, ama soyadı Pickford'tu ya. Fotoğrafta, piyano başında oturan genç kız, Lottie Pickford'dur.





SERİ FİLMLER DEVAM EDİYOR: Sinema seyircileri, gazetelerde günlük tefrika takip eder gibi sinemalarda da seri film takip etmekten pek hoşlanmışlardı... Seri filmlerin artistlere de büyük faydası dokunuyordu... Bir seride küçük bir rolde oynayan artiste zamanla seyircinin gözleri alışıyor ve seri tamamlanmadan küçük artist, şöhretli bir sanatçı olup çıkıveriyordu... Daha sonraki yıllarda sinemada bir hayli şöhret yapan Helen Chadwick de çıraklık devrini seri filmlerde geçirmişti. Fotoğrafta, Helene Chadwick «Getaway Kate» isimli filmde Frank Redman ile.





DÖRT PARÇALI FİLM: David Wark Griffith «Bir Milletin Doğuşu» isimli filmiyle sinema denen endüstrinin bir numaralı adamı olmuştu... Artık herkes onun yaratacağı ikinci eseri merakla bekliyordu... Her halde Griffith'in yeni eseri, birincisinden çok daha başarılı olacaktı... Ünlü prodüktör, stüdyoya kapanmış, geceli gündüzlü yeni projesinin üzerinde tam bir gayretle çalışıyordu... Yeni filmde binlerce figüranın rol aldığından başka kimseler bir şey bilmiyordu. Griffith işini o kadar gizli tutmuştu ki, film tamamlanıncaya kadar hiç kimse yeni eserin ismini bile öğrenemedi... Griffith, bu defa sinemada yepyeni bir şekil denemek istemişti. «Intolerance» isimli eser, dört ayrı hikayeden meydana gelmişti ve binlerce artist adayına bu dev filmde şans tanınmıştı. Fakat maalesef, «Intolerance» umulduğu kadar büyük başarı sağlayamadı...





Seyirciler, bir seansta dört ayrı hikayeyi birden seyretmekten sıkılmışlardı... Filmin takdiminde de Lilian Gish'in bir beşikte görünmesi, kimsenin hoşuna gitmemişti... Griffith'in büyük ümitlerle çevirip büyük hayal kırıklığına uğramasına sebep olan bu filmde Elmer Clifton, Bessie Love, Lillian ve Dorothy Gish Kardeşler, Constance Talmadge, Eugene Palette, Margery Wilson rol almıştı... Constance Talmadge, bu filmde Dağlı Kız rolünü oynamadan önce, filmlerde figüran olarak çalışmıştı. Soldaki fotoğrafta pabuçları doğru dürüst bağlanmamış olan delikanlı ise Elmer Clifton'dur... Bu aktör, daha sonra rejisörlükte karar kılmıştır. Üstteki fotoğrafta görülen sahnede ise dört binden fazla figüran rol almıştır...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 8. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir