İsveç’in Greta Garbo’su Camilla Sparv
Ve talih yardım ederse, güzel Camilla bu yıl sonuna kadar hem zirveye yükselip yıldız olacak, hem de Bayan Caine diye anılacak…
Halbuki daha geçen yıl sinema meraklıları için «Camilla Sparv» adı, hiç bir anlam ifade etmiyordu.
Bu yıl ise uzun boylu, sarışın isveçli güzel, Dean Martin, James Coburn ve Stephen Boyd gibi şöhretlerle üç filmde başrolde görünecek. Ama hepsinden de çok, ünlü İngiliz aktörü Micheal Caine’in yeni «kız arkadaşı» olarak dikkati çektiği muhakkak!
Micheal Caine, şimdiye kadar dünyanın belli sinema başkentlerindeki güzel kadınların kavalyesi olmakla ün salmıştı. Camilla gözüne çarpıncaya kadar da, yıldız adaylarından Elizabeth Ercy’ın «gizli erkek arkadaşı» ydı. Fakat sonra birden dedikodu sütunlarında ikisinin adından yan yana bahsedilmeye başlandı ve «Michael Caine ile Camilla» «1967’nin En Güzel Çifti» adı verildi.
İki sanatçı geçen sonbaharda, Camilla henüz eski fabrikatör, eski aktör, ve halen Paramount stüdyolarının müdürlerinden yakışıklı Bob Evans’la evli bulunduğu sırada tanışmışlardı. Güzel mankenlere karşı zaafı olduğu bilinen Evans, Camilla ile New York’a yeni geldiği zaman, kapak kızı olarak çalışırken evlenmişti.
Camilla’nın filmlerde çalışmaya başlamasıyla beraber, kocasının o a isteğiyle, iki yıllık bu evlilik sona erdi. Bu arada da Caine ile olan münasebeti başladı…
Camilla, heykel gibi vücut yapısı, iri ve mavili kül rengi gözleri, uzun, mevzun bacakları, insanı düşündüren gülümsemesi ile, hakikaten soluk kesici bir kadındır. Onunla ilk defa konuşanlar ilk cümlesinin mutlaka «Ben doğuştan talihli kızımdır,» olduğunu göreceklerdir. Ve Camilla söze şöyle devam eder: «Bundan yıllar önce bir gün, Stockholm’de sokakta yürüyordum. Bir fotoğrafçı yolumu kesti, resmimi çekti. Resim, bir derginin kapağında çıktı. Bunun üzerine yüzlerce modellik teklifi aldım !»
Camilla bunun üzerine dünyanın muhtelif şehirlerinde modellik yapmış, derken Hollywood’a gelmiş. Önce rejisör David Swift’in dikkatini çekerek, Columbia şirketi ile bir kontrat imzalamış. Önce «Meleklerle Başımız Dertte» adlı bir filmde, Hayley Mills ve Rosalind Russell‘in yanında küçük bir role çıkmıştı. Bu başarısı ona sinemanın kapılarını ardına kadar açmış.
Camilla ise gerçekten yıldız olmak istiyorsa, daha çok çetin çalışması gerektiği kanaatinde. «İlelebet talihime güvenemem ya!» diyor. Fakat sinemayı sevdiğini de saklamıyor. Halen dram dersleri aldığı gibi, Michael Caine gibi şöhretli bir aktörle olan arkadaşlığının sanatına da yararlı olacağı bir gerçektir. Caine ise genç sevgilisi hakkında şunları söylüyor:
– «Onun arkadaşlığından pek hoşlanıyorum. Nişana inancım olsaydı hiç durmaz, Camilla ile nişanlanırdım.»
Doğrusu ilk evliliği başarısızlık ve boşanma ile biten, yeni bir başarısızlıktan daima korktuğunu söyleyen ve bekarlıktan hoşlandığını da sık sık tekrarlayan biri için, oldukça cüretli laflar!
Ama yine de Michael’in yakın dostları, bu yıl sona ermeden onun Camilla’ya evlenme teklif edeceği kanısındalar.
Tabii gerçekten Camilla dediği gibi talihli bir kadınsa…
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 37. SAYISI