Jane Fonda Ahiret Sorularına Cevap Verdi



Son derece asık yüzlü. Emin adımlarla ve etrafını umursamayan bir tavırla yürüyor. Uzun bacaklarına sımsıkı yapışan kahverengi pantolon giymiş. On sezisi ile yaklaşan fırtınayı hissedip asabileşen bir tilkiye benziyor. Transit olarak geçtiği Roma'da gazetecilerden bucak bucak kaçıyor. Hepsi onun için sanki birer düşman. Fakat asabi tilki, gayesinde muvaffak olamadı. Ve, kimselere varlığım belli etmeden gizlenmeye çalıştığı Roma havaalanında bir gazeteciye yakalandı. İddiasına göre çok hareketli günler geçirmişti; yorgundu. Ahret suallerine cevap verecek hali yoktu. Fakat yakayı ele vermişti bir kere. Artık tek çaresi kalıyordu: Konuşmak. O da konuştu. Jane Fonda aşağıda okuyacağınız suallere, sabırla cevap verdi.





- 9 Meslek olarak neden sinemayı seçtiniz?

- «Ben doğduğum günden beri hep sinemayla ilgili laflar duyarım. Bir aktör kızı olarak bu havaya alışığım. Anlayacağınız istikbal yolu önümde bir ray gibi çizilmişti. Seçim hakkım yoktu adeta.»

- Artist olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz?

- «Bu soruyu şimdiye kadar hiç kendime sormadım. Saçma bir sual: Sizin gibi birçokları bunu öğrenmeye meraklı. Sanki cevap versem, sonuç değişecekmiş gibi. Herşey, karar verme gününün şartlarına ve tesadüflere bağlıdır.





- Kendinizi «başarıya ulaşmış» bir artist olarak görebiliyor musunuz?

- «Hayır. Şimdilik kendimi gayeye ulaşmış saymıyorum. Sonra hangi artist yüzde yüz, 'Ben zirveye vardım,' diyebilir? Yalnız şöhret, sükse de para etmez. İnsanın, gerçekten bir artistik değeri olması gerekir. Son yıllarda başarı ve ilerleme kaydettim. Fakat daha öğreneceğim o kadar çok şey var ki.»

- Şöhretten hoşlanıyor musunuz?

- «Acaba kim hoşlanmıyor ki? Aksini iddia edenler düpedüz yalan söylüyorlar. O zaman kimse, hiç bir alanda isim yapmak için uğraşmasın.»





- Kendinizi iyi bir ev kadını sayıyor musunuz?

- «Kesin olarak iyi bir ev kadınıyım diyemem. Fakat yine de Roger'nin isteği üzerine yemek yapmasını öğrendim. Hafif ve alaminüt şeyler. Kocam yemeğe pek meraklıdır. Yemez, fakat hazırlamasını sever. Bazı geceler evde olup misafirlerimiz gelirse, bana mutfakta yardım eder. Evlendikten sonra kocamın evde olmadığı geceler çoğunlukla yatağa erken girer, elime bir yemek kitabı alır, okurum. Her yaptığım iyi olur demiyorum. Fakat Roger, benden önceki eşlerinden daha iyi ahçı olduğumu söylüyor. Bana da kalırsa içlerinde Roger'ye yalnız ben yemek pişirdim galiba.»

- Şöhretinizi neye borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?

- «Önce çalışmama... Sonra rol seçimine ve başarıya ulaşma konusundaki azmime.»





- Roger Vadim'de sizi en çok etkileyen nedir?

- «Ben onun neşesine, zekasına hayranım. Hayatta tanıdığım en akıllı erkek. Her şeyi olduğu gibi ve iki yüzlülüğe sapmadan görmesini bilir. Aslında onun hakkında yazılanlardan bazı gazetecilerin gayreti ile çizilen portresinden o kadar farklı bir insandır ki...»

- Roger Vadim'in sizden önceki eşleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

- «Hepsini iyi tanımıyorum. Fakat Roger'yi mesut edemediklerini biliyorum.»



- Erkekler hakkındaki düşünceniz nedir? Sizin için bir erkek ne ifade edebilir?

- «Roger'yi tanıdıktan sonra hiç bir şey.»

- Ona karısı olarak mı, yoksa artist olarak mı daha çok şey borçlusunuz?

- «Çok iyi bir ortaklık kurduğumuza inanıyorum. Hem sinemada hem de hayatta.

- Kadınlığı mı yoksa artistliği mi tercih ediyorsunuz.»

- «Ne birinin, ne de diğerinin ötekine bir üstünlüğü var. Tam bir denge sağlayabildiğime inanıyorum.





- Neden bu kadar haşinsiniz?

- «Bence karşısındakinin hükmüne girmemek için en tesirli yol olduğu için...»

- Parayı sever misiniz?

- «Olmadığı zaman insan onun kıymetini daha iyi anlıyor ve onsuz hiç bir şey olmuyor.

- Evlilik hakkında ne düşünüyorsunuz?

- «Evli olduğunuz insana göre durum değişiyor.



- Sizden sinemayı bırakmanızı isterse dediğini yapar mısınız?

- «Benden böyle bir şey istemeyeceğini biliyorum.»

- Onunla tekrar evlenir miydiniz?

- «Bir yıl içinde iki defa evlenmedik mi?» (Gerçekten de Fransız kanunlarına göre ilk evlilikleri muteber sayılmayınca çift yeniden nikah memurunun karşısına çıkmıştı.)

- Neden saçınızı Brigitte Bardot gibi taramaya, onun gibi makyaj yapıp giyinmeye özel bir dikkat sarfediyorsunuz.

- «Katiyen. Brigitte'i, Roger yarattı. Onu kendi idealine uydurdu. Ben Brigitte'i taklit etmiyorum. Roger'ye kendimi beğendirmeye çalışıyorum. Kocasının hoşuna gitmek için gayret sarf etmeyen kadın, onu sevmiyor demektir.»



- Halinizden memnun musunuz?

- «Memnunum diyen bence budaladır.»

- Hayattan beklediğiniz nedir?

- «Elde ettiklerimin en az beş mislini...»

- Evliliğinizin devam edeceğine inanıyor musunuz?

- «Samimiyetle inanıyorum... Roger ile en uygun zamanda karşılaştık. İkimiz de geçmişteki hatalarımızı tekrar etmemeye çalışıyoruz.»



- Hayatta çok aşık oldunuz mu?

- «Bir hayli. Ama hiç biri altı aydan fazla sürmedi. Roger'yi ise birkaç yıldır seviyorum.»

- Sadakat nedir bilir misiniz?

- «Sadakatten ne kastettiğinizi anlamadım. Fakat eğer vücut sadakati demek istiyorsanız bilin ki bunun bence önemi pek yoktur. Siz ruh sadakati sağlayabiliyor musunuz?»

- Boşanma hakkındaki fikriniz.

- «Bence samimi bir çözüm yoludur.»



- Ya aile?...

- «Kimi zaman faydası olan, kimi zaman da zarar veren bir çevre... Bence insan hayatta daima yalnızdır. Fakat bazı hallerde etrafında bir ailenin varlığını hissetmek insana kuvvet ve teselli verebilir.»

- İhtiyarlamaktan korkuyor musunuz?

- «Bunu düşünmem için daha çok zaman var.»

Sorular onun canını sıkmıştı. Sözü bir noktada kesmek ister gibi birden ayağa kalktı vedalaşıp ayrıldı. Artistlik iddialarını devam ettirmekte son derece kararlı görünüyordu.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 29. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir