Johnny 15 haziran 1943’te Paris’te doğdu. Asıl adı Jean – Philippe – Leo – Smet’tir. Ancak 16 yaşına doğru adını önce Halliday, sonra da Hallyday olarak değiştirdi. 1962’de ilk kazandığı yüklü parayla bir beyaz Triumph araba satın aldı. Daha sonra bir Ferrari, bir Jaguar, bir Porsche, bir Mustang ve bir İsa – Grifo’nun sahibi oldu. Şimdi altında bir mavi – Martin ve özel olarak yapılmış bir Lamborhini var. En ciddi tahminlere göre, Hallyday’in şimdiye kadar sattığı plaklarının sayısı 11 milyonu bulmaktadır.. Rekor kıran plağı ise, 1.200.000 adetle «Viens Danser Le Twist» tir.

Johnny’nin sofra başı zevkleri oldukça sadedir. Patates püresi ile pirzolaya ve yanında eski Bordeaux şarabına bayılır. Genellikle klasik müzikten nefret eder. Yalnız Bach buna istisnadır. En sevdiği oyunlardan biri de, sesini kaybettiği numarasını sık sık tekrarlamaktadır. Yakınlarından pek çoğunu bu şekilde korkutur. İlk araba kullanma ehliyetini 1961 haziranında almıştır.

Johnny’nin sahneye çıkmadan önce bir şeyler atıştırdığı söylenir, ama bu doğru değildir. O daha çok program sona erdikten sonra, zengin bir sofra başında dostları ile güle oynaya yemek yemekten hoşlanır. Çok defa bu sofra başı alemleri gece yarısından sonra saat bire kadar devam eder. Yakınları kendisine «Jojo», «Büyük John» veya sadece «Büyük» diye hitap ederler. Otomobil sürmeye, bilhassa hızlı sürmeye çok meraklıdır. Bu arada iddiaların aksine Johnny, Elvis Presley ile hiç yüz yüze gelmemiştir. Kravat takmaktan nefret eder ve ancak çok gerektiği zaman takar. En şık gece kulüplerine gittiği zaman dahi, geniş yakalı Amerikan gömleklerini tercih eder.

1962’ye kadar Johnny’ye Golden Strigns topluluğu refakat etmiştir. Şimdi Blackbirds topluluğu ile beraberdir. Siyah, daima pırıl pırıl cilalı kovboy çizmeleri giymeyi sever. Motosiklete ve ata binmek için ayağına geçirdiği çift çift çizmesi vardır. Koku olarak sadece Dior’un kolonyasını kullanır. Programlarından sonra, vücuduna sıkı bir kolonya friksiyonu yaptırır. Johnny iddiaların aksine Bob Dylan’ın hayranıdır. Bob’la Paris’e gelişinde tanışmış ve çok yakın arkadaş olmuşlardır.

Johnny, Londra’ya son ziyaretlerinden birinde saçlarını Beatles‘ın berberinde kestirmişse de, sonradan yine yarı uzun favorili kendi saç stiline dönmüştür. «Honda» marka dev bir motosikleti vardır, ama şehir içinde küçük «Monkey»i ile dolaşmayı tercih eder. Kırmızı Harley – Davidson’u ile de daima iftihar eder.

Hakiki bir sinemasever olan Johnny, sık sık arkadaşlarını ev içinde toplayarak onlara çocukluk günlerinin en güzel western filmlerini seyrettirir. İlk plağını 1960’ta Vogue plak evi hesabına «Laisse Les Filles» doldurmuş, sonra halen bulunduğu Philips plak evine geçmiştir. Minyatür otomobil koleksiyonu yapmaya bayılır. Modem kreasyondan hoşlanmaz ve bu stili ruhsuz, soğuk bulur. Hakiki İspanyol mobilyalarının hayranıdır. Kendi yemeğini kendisi hazırlamaktan nefret ettiği için, yumurta pişirmekten başka bir şey bilmez. Arada sırada boks eldivenlerini eline çeker, ama sırf formunu muhafaza için! Profesyonel boksla alış, verişi hiç olmamıştır. Johnny’nin en çok satan plaklarından biri olan «L’Idole Des Jeunes» Ricky Nelson’ın «Teenage İdol» adlı şarkısının Fransızcaya aktarılmış şeklidir. Johnny’nin şarkıcılıktan sonra en çok sevdiği şey, fotoğrafçılıktır ve şarkıcı olmasaydı, büyük bir mecmuanın foto muhabiri olacağını her zaman tekrarlar. Johnny’nin bir de Alman çoban köpeği vardır. Adı da Jimy’dir!

Hallyday sahneye ilk çıktığı 1961 – 1962 yıllarında sırtında bir pembe smokin ve damalı gömlekle seyircilere görünmüştü. Bu kıyafeti, o zamanların devi Elvis Presley’den mülhemdi. Johnny’nin annesi ile Antonie’ın ebeveynleri aynı şehirde, Grenoble’da otururlar. Fakat bu tamamen bir tesadüf eseridir ve pek az kimse bilir. Askerliğini Almanya’nın Offenburg şehrinde 43. Zırhlı Piyade Alayında yapmıştır. 1964’te askere alınmış, 1965 ağustosunda onbaşı iken terhis edilmiştir.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 35. SAYISI