“Pembe Kadın” ve “Ölüm Tarlası” Yabancı Ülkelerde




1967 yılı yerli sinema için hayli hareketli geçti. Bu yıl yalnız İstanbul’da tam 4 sinema kulübü açıldı. Bu sinema kulüpleri her hafta sayıları binleri geçen üyelerine sinemalarda oynamayan kaliteli filmleri gösterirler. İstanbul’dan başka Ankara, İzmir ve Anadolu’nun bazı şehirlerinde de bu çeşit sinema kulüpleri yavaş yavaş yayılmaya başlamıştır. Sinemamızın geleceği için iyi günler müjdeleyen bu haberlere son günlerde bir yenisi daha eklendi. «Pembe Kadın» 10 bin dolara Rusya’ya satıldı. «Ölüm Tarlası» ise İngiltere’ye. Bir süre önce Romanya, adı geçen her iki filme talip olmuştu. Mısır sinemaları ise bu iki filmin, Mısır’da «en iyi iş yapan» filmler olduğunu söylüyorlardı. Bu, yıllardan beri film yapımcılarından bazılarının iddialarını, «İyi film zarar eder» sloganını yalanlayan en son ve en canlı örnekti. Bu konuda «Pembe Kadın» ve «Ölüm Tarlası» filmlerinin yapımcılarından Kamran Yüce, bize şunları söyledi:





- «Bu iki film için biz alışılagelen kurallara itibar etmedik. Yeşilçam'da bir filmin çekilmesi için 3.000-3.500 metre ham film kullanılırken, biz her biri için tam 8.000 metre film harcadık. Bir haftada iki film çekebilirdik, ama yapmadık. Pembe Kadın 34 iş gününde meydana geldi ve bize yaklaşık olarak 300.000 liraya mal oldu. Ölüm Tarlasının yapımı ve maliyeti de aşağı yukarı «Pembe Kadın» a yakın. Önceleri bize gülenler, alay edenler çıktı. Fakat sonunda biz karlı çıktık. Pembe Kadın 'Beşinci Moskova Enternasyonal Film Festivali'ne katıldı. Elemeyi başarıyla atlattı. Festivalde de gayet iyi bir intiba bıraktı. O kadar ki, dış piyasadan film alırken çok müşkülpesent olan Ruslar bile 10.000 dolara bu filmi satın aldılar. Ölüm Tarlası da hemen hemen aynı fiyata İngiltere'ye satıldı. Yurt dışında böyle... Gelelim yurt içine. Her iki film, bundan önce en iyi iş yapan filmler kadar iş yaptı Anadolu'da... Demek ki, iyi ve kaliteli film yapma çabası semeresini veriyor...»





Bir «Film Haftası» münasebetiyle Bulgaristan'a giden Metin Erksan Bulgaristan'dan bazı filmlerinin satışı için teklif almıştı. «Bitmeyen Yol» un yapımcısı Muhtar Kocataş, gelen teklifleri inceliyordu. 43 iş gününde çevrilen ve 400.000 liraya mal olan «Kızılırmak - Kara Koyun» için Anadolu'dan gelen ilk haberler yerli sinemanın geleceği bakımından çok sevindiriciydi. Bilirsiniz, beyazperdede «iyi-kötü» mücadelesini daima iyiler kazanır. Bu gidişle sinemanın perde arkasında yıllardan beri sessizce devam eden savaş «iyiler» lehine sonuçlanacağa benzer.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 48. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir