Timur Selçuk’tan Telefon Var



- «Alo... Alo... Alo Timur... Burası SES mecmuası.»

- «Ooo, merhabalar. Nasılsınız, ne var, ne yok?»

- «Sen bırak da biz sana soralım. Türkiye’de şu sıralarda «Sen Neredesin?» adlı şarkının süksesi var. Ama bir süredir senden haber alamadık. Anlat bakalım, Paris'te neler yapıyorsun?»

- «Bütün günlerim çalışmakla geçiyor, Yener. Türkiye’de çıkan «Aynlanlar İçin» ve «Sen Neredesin?» adlı şarkılarımın Fransızcaları da bu yakınlarda piyasaya çıkıyor. Nisan ayı içinde bir İstanbul turnem olacak.»



- «Şarkılar hazır. Plakta yine benim dört bestem yer alacak. Bu sefer üç şarkımın sözleri Schmitt’e ait. Öteki ise Jourdan'ın.»

- «Peki, bu şarkıları geçen defa olduğu gibi Türkçe dinleyebilecek miyiz?»

- «Gayet tabii. Meselâ bunlardan biri Faruk Nafiz'in «ölümü Hatırlatan Kadın« adlı şiiri olacak. Ancak, bu sefer plağımın iki yüzünün de Türkçe olmasını istiyorum.»

- «Bundan sonra yapacağın çalışmalar ilk plaklarındaki gibi mi olacak?»

- «İlk plaklarımdaki şarkılarımı bestecilik yönünden ele alalım. Bu plakta, müzikseverler beni ilk olarak tanıyacağı için daha basit ve daha anlaşılabilir şeyleri seçtim. Ve o şekilde besteledim. Eğer bir yenilik yapmazsan bu, benim için yerinde saymak olur





- «Timur, ilk şarkıların bu yüzden, yani basit oldukları için mi Türkiye'de çok tutuldu?»

- «Katiyen. Ben onu demek istemedim. Şarkının dinleyiciye verdiği bir hava vardır. Bu, hem melodinin, hem sözlerin, hem de aranjmanların yarattığı bir sonuçtur. Dinleyici bütün bunları bir bütün olarak duyar ve hisseder. Oysa, müzik bilen insan, bunu çok kolay analiz edebilir. Ben de bu analizi yapabilecek durumda olduğum için, şarkılarımla ve plaklarımla birlikte dinleyiciyi ileriye götürmeye çalışıyorum.»



- «Plak çalışmalarının dışında neler yapıyorsun?»

- «Ecole Normale De Musique'deki öğrenimimi tamamlamak üzereyim. Niyetim, bundan sonra aranjmanları kendim yapmak. Hiç belli olmaz, belki bundan sonra orkestrayı da kendim idare ederim...»

- «Türkiye’ye söylemek istediğin bir şey var mı?»

- «Sonsuz sevgilerimi, selamlarımı ve en iyi dileklerimi SES aracılığı ile iletmenizi rica ederim. İstanbul'da buluşmak üzere hoşçakalın...»

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 16. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir