Esin Afşar’ın Gözü Beyazperdede

Bir gün tiyatroda piyano çalarken, Muhsin Ertuğrul ona şöyle demiş: «Aşağıda kalıp yukarıdakilerin tozunu yutacağına, yukarıya gelsene…» İşte Esin Afşar’ın tiyatroya geçmesine bu söz sebep olmuş…





Esin Afşar, eski hariciyecilerden Sinanoğlu ailesinin tek kızı... Ankara Koleji’nin orta kısmını bitirdikten sonra. Devlet Konservatuvarının piyano bölümüne girmiş. Konservatuvardan mezun olduktan sonra da Devlet Tiyatrosu'na geçmiş... Ve o gün, bugündür de, Devlet Tiyatrolarının çeşitli sahnelerinde çeşitli oyunlara çıkmış. Halen Devlet Tiyatrosunun Çocuk Tiyatrosu Bölümünde olan Esin Afşar, Ankara’nın başarılı sanatçılarından biri. En büyük arzusu, Devlet Tiyatrosuna geçmek. Eskiden çocuk tiyatrosu kadrosunda olan sanatçılar imtihanla Devlet Tiyatrosuna geçerlerdi. Birkaç yıldır bu usul kaldırıldı. Esin Afşar, imtihanların yeniden konulmasını bu kadroda olan her sanatçı gibi sabırsızlıkla bekliyor.





Esin Afşar, çok cepheli bir sanatçı. Tiyatronun dışında, mankenlik de yapıyor. Ama bunun tiyatrodaki işine engel olmamasına bilhassa dikkat ediyor. Mankenlik ve tiyatrodan başka, bale, resim ve şan ile de ilgileniyor. Sesi de bir hayli güzel. Hatta bir ara kendisine şantözlük yapması için teklifte bile bulunmuşlar. Ama Esin, «Daha sırası değil,» diyerek bu teklifi geri çevirmiş. «Ama,» diyor, «Filmciler bana bir teklif yaparlarsa, onlara, beni sahneye çıkartmak isteyenlere davrandığım gibi davranmam. Sinemayı çok seviyorum.





Beyazperdeye geçmek, orada başarı sağlamak ve on milyon sinema seyircisi tarafından tanınmak, sevilmek benim en büyük idealim... Gün gelecek elbet bu idealimi gerçekleştireceğim...»

Esin Afşar, on yıllık evli. Eşi de kendi gibi tiyatro sanatçısı. Kerim Afşar'la olan evliliklerinden bugün beş yaşında bir kız çocukları var. 5 yıldır sanatkar karı - kocanın tek düşünceleri «Pınar» olmuş. Onu iyi bir şekilde yetiştirmek ve ileride kendileri gibi tiyatro artisti yapmak, Afşar ailesinde beş yıldır bütün düşüncelerin önüne geçmiş.



Her tiyatro sanatçısı karı - koca gibi onların da tek dertleri, haftanın çoğu gününde bir arada olamamaları. «N'olur, bir karar alsalar da evli çiftleri hep aynı oyunlarda oynatsalar,» diyor. «Ama daha biz konuşmadan, hemen söylediği cümleye gülüp geçiyor: «Olur mu canım böyle şey! Dünyanın neresinde görülmüş?...»

Son zamanlarda haklarında çıkarılan «ayrılacaklar» dedikodusunu şiddetle yalanlayan ve bunu eşinin şu anda tiyatro kültürünü geliştirmek için İngiltere'de bulunmasına bağlayan Esin Afşar’ın 3 erkek kardeşi var. Bunlardan en tanınmışı, halen Ortadoğu Teknik Üniversitesinin genç profesörlerinden olan Oktay Sinanoğlu... Esin Afşar, kendisinin oyunu olmadığı, kocasının ise olduğu gecelerde, gece kulüplerine kardeşi ile çıkıyor.



Esin Afşar, eğer İstanbul'da yaşasaydı, şimdiye kadar birçok filmlerde oynayabilirdi. Ankaralı tiyatro sanatçılarımız bu bakımdan talihsiz sayılır. Onların bu isteklerinin gerçekleşmesi biraz da sinema muhitine yakın olmalarına bağlı.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 10. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir