Fikret Hakan Yine Ödül Kazandı
Fikret Hakan beyazperdeye girdiği 1952 yılından beri, her yıl muhakkak kaliteli birkaç filmde oynar. Hatta bu uğurda bazı «zorluklara» da katlanır. Mesela «kötü adam» oynar. «Kötü adam oynamaktan ne çıkar?» demeyiniz. Yerli sinemada «kötü adam» oynamak demek, en azından «jön»'lüğü tehlikeye atmak demektir. filmde başka bir erkek baş rol oyuncusuyla oynamaktan kaçınmaz. Filmin konusu gerektiriyorsa «İyi resim vermem» düşüncesini bir kenara bırakır, saçlarını kökünden kazıtır (Keşanlı Ali Destanı'nda olduğu gibi). Hatta daha da ileri gider. Film boyunca yüzünün bir tarafını boydan boya kaplayan yara iziyle oynar. Çünkü, başlangıcından beri Fikret Hakan için sanat daima ön planda gelmiştir. Ama «eğri oturup doğru konuşalım». Fikret de bu davranışının mükafatını bol bol görmüştür. İyi döşenmiş evini süsleyen 12 sinema armağanı bu iddiamızı doğrulamaktadır.
5. Antalya Film Festivali, «Ölüm Tarlası» ndaki rolüyle Fikret'e meslek hayatının 16. yılında bir altın portakal daha verdi. Haberi film çevirdiği bir platoda telefondan öğrenen Fikret Hakan hemen havaalanına koşmuş, ertesi gün için uçakta yerini ayırtmış, cumartesi sabahı da Antalya'ya gelmişti. Meydandan doğru belediyeye gitti. Sonra da, İstanbul'dan gelen misafirlerin kalmakta olduğu Konyaaltı'na...
Konyaaltındakiler hemen Fikret'in etrafını çevirdiler. Bir tebrik yağmuru başladı ki sormayın gitsin. Tebriklere teşekkür eden Fikret soranlara neticeden duyduğu memnuniyeti belirtiyor ve «Şu anda en kazançlı adam benim. Bu gece hem 1968'in, hem de alamadığım 1965'in heykellerini alacağım,» diyordu. Tam bu sırada jüri üyelerinden Muharrem Ergin, «Türkiye'de fevkalade yüksek bir artist potansiyeli var,» deyince Fikret atıldı. «Haklısınız hocam, ama iyi niyetten ne haber? Ben ve bazı arkadaşlar başından beri sinemanın bir sanat olduğunu savunuyoruz, zaman zaman meslek hayatımızı tehlikeye atarak iyi film yapılmasına önayak oluyoruz. Bir kısım arkadaşlarsa bu işi sadece para getiren bir «meslek? olarak kabul ediyorlar.» Fikret Hakan'ın sözleri burada dinleyenler tarafından kesildi ve «hangi tarafın çoğunluk; olduğuna» dair bir tartışmadır başladı. Tartışma devam ederken biz de Fikret Hakan'a birkaç soru sorduk. Cevaplarından edindiğimiz kanaate göre Fikret Hakan önümüzdeki yıldan itibaren daha fazla «dinlenmek» niyetinde. «Uzun zamandan beri gece hayatına paydos ettim,» dediğine göre «skandallar serisi» de unutulmaya mahkum, takrarlanmayacak bir hatıra olacak.
Fikret'i her yıl 10-12 filmde görmeye alışmış hayranları, her halde onun aldığı yeni kararlardan birine çok kızacaklar. Çünkü Fikret konuşmasının bir yerinde önümüzdeki yıl film sayısını iyice azaltacağını açıkladı ve «Sinema yavaş yavaş temeline oturuyor. Bu durumda herkes kendini yeni ortama göre ayarlamak mecburiyetinde kalacak. Şahsen ben önümüzdeki yıl en fazla 5 filmde oynıyacağım», dedi.
Fakat, Fikret Hakan son Antalya seyahatinde en enteresan sözlerini heykelini aldıktan sonra söyledi. Heykel alan herkesin bol bol teşekkür ettiği gece Fikret mikrofon başında bir temennisini dile getiriyordu. «İnşallah Antalya'da gelecek yıl yerli filme gidenlerin sayısı bu yılkinden daha fazla olur...»
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 27. SAYISI