Otuzundan Sonra Shirley MacLaine
Hollywood’un ünlü moda evlerinden birinin sahibi geçenlerde, dostlarına geçmiş günlerine ait hatıralarını anlatıyordu. Söz döndü dolaştı, tanınmış terzinin Hollywood şöhretleriyle ilk defa karşılaştığı günlerin hikayesine geldi.
Terzi, «Bugün benim en kıymetli müşterim Shirley MacLaine‘dir» diyordu. «Ama bundan on üç yıl önce, bu ünlü yıldız, benim atölyemin kapısından içeri adımını atmak istememişti. Elbiselerini hangi moda evinden aldığını sorduğum zaman da, bana ‘Daima, mağazaların mevsim sonu ucuz satışlarını kollarım’ diye cevap vermişti. Tabii o zamanlar Shirley MacLaine, Hollywood‘da ismi duyulmamış meçhul bir yıldız adayı idi. Bu bakımdan büyük bir moda evinden giyinmemesi bir bakıma tabiî karşılanabilirdi. Ama ben sinemada şöhrete ulaşmak isteyen bir genç kadının, giyimine hiç önem vermemesine şaşmıştım.»
Ünlü terzi düşüncelerinde haklıydı. Shirley MacLaine, Hollywood’a geldiği yıllarda giyimine hiç itina etmezdi.. Şöhrete ulaştıktan sonra da, onun konfeksiyon mağazalarının ucuz satışlarını takip edip giyim eşyalarını bu satışlardan temin ettiği bilinmekteydi. Bu kadarla kalsa gene iyi.. Yıldız, o devirlerde saçlarını kestirmek için berbere gitmek zahmetine de katlanmıyordu. Shirley, saçları uzayınca, aynanın karşısına geçip makası eline alıyor ve göz kararına göre kesiyordu.
Şöhrete ulaştıktan sonra da saçlarını evinde kesmek huyundan vazgeçememişti. Onunla evinde röportaj yapmaya gelen gazeteciler, kırpık kırpık kesilmiş, saçları, ucuz satışlardan alınmış, modası geçmiş elbiseleri ve acemice yapılmış makyajıyla gördükleri zaman, bu kadının sayısız güzel film yıldızı arasından nasıl sivrilip şöhrete ulaşabildiğine şaşmaktan kendilerini alamıyorlardı…
Shirley MacLaine’in pasaklılığı, birkaç yıl devam etti. Genç kadın Hollywood’a alıştıktan sonra, yavaş yavaş, ünlü moda evlerinin yeni modelleriyle ilgilenmeye başladı. Çalıştığı stüdyoların yetkilileri de Shirley MacLaine’e gardırobunu yeniden düzenlemesini, şöhretine yakışacak şekilde giyinmesini tavsiye ediyorlardı. Ama yıldızın evinde, yalnızken dilediği şekilde giyinmesine tabii kimse karışamazdı..
Sinemanın başarılı komedyeni Shirley MacLaine, bir, iki derken, moda evlerinden, berber salonlarından çıkmaz oldu.. Bir güzellik mütehassısına başvurup, yüzünün çirkin kısımlarını tespit ettirdi. Makyaj konusunda bilgi aldı.. Birkaç ay süren hummalı bir çalışmadan sonra ise, o çilli, tahta göğüslü, ablak yüzlü, Shirley MacLaine gitti, yerine, kumral, zarif, ince yüzlü, şık bir hanımefendi geldi… Eskiden Shirley MacLaine’in kıyafeti kalabalık partilerde daima alay konusu olurdu. Şimdi ise, Shirley bir salondan içeri girdi mi bütün başlar ondan tarafa çevriliyor, kadınlar, bu zarif yıldızı hayran hayran seyrediyorlar.
İki yıl devamlı çalışıp, iki yıl da devamlı dinlenmeyi prensip edinen sanatçı şimdi yaz, sıcak, yorgunluk dinlemeden çalışıyor.. Önümüzdeki kış aylarında iki yıllık çalışma devresi dolacak. Ondan sonra da yirminci yüzyılın modern göçebesi Shirley MacLaine, bavulunu eline alıp bitmek tükenmek bilmeyen gezilerine başlayacak…
Genç kadın kocası Steve Parker ve kızı Sachi’yi görmek için Tokyo’ya gidecek, daha sonra, Afrika’da bir gezi tertiplemeyi düşünüyor.. Tabii arada film festivalleri de Shirley’i Avrupa şehirlerinde dolaşmaya zorlayacak… Ömrünün büyük bir kısmını uçaklarda bir ülkeden bir ülkeye giderek geçiren Shirley MacLaine, göçebe hayatından çok memnun. «Altı ay bir şehirde kalsam, her halde sıkıntıdan ölürüm» diyor..
ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 34. SAYISI